Yûsuf Suresi

 In Cüz 12, Cüz 13, Cüzler

Yûsuf SuresiMekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Yusuf Suresi ‘nde Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmakta ve inananlar için faydalı öğütler, önemli mesajlar verilmektedir. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.

Yûsuf Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Elif lam ra tilke ayatül kitabil mübın
  2. İnna enzelnahü kur’anen arabiyyel lealleküm ta’kılun
  3. Nahnü nekussu aleyke ahsenel kasası bima evhayna ileyke hazel kur’ane ve in künte min kablihı le minel ğafilın
  4. İz kale yusüfü li ebıhi ya ebeti innı raeytü ehade aşera kevkebev veş şemse vel kamera raeytühüm li sacidın
  5. Kale ya büneyye la taksus rü’yake ala ıhvetike fe yekıdu leke keyda inneş şeytane lil insani adüvvüm mübın
  6. Ve kezalike yectebıke rabbüke ve yüallimüke min te’vilil ehadısi ve yütimmü nı’metehu aleyke ve ala ali ya’kube kema etemmeha ala ebeveyke min kablü ibrahıme ishak inne rabbeke alımün hakım
  7. Le kad kane fı yusüfe ıhvetihı ayatül lis sailın
  8. İz kalu le yusüfü ve ehuhü ehabbü ila ebına minna ve nahnü usbeh inne ebana le fı dalalim mübın
  9. Uktülu yusüfe evitrahuhü erday yahlü leküm vechü ebıküm ve tekunu mim ba’dihı kavmen salihıyn
  10. Kale kailüm minhüm la taktülu yusüfe ve elkuhü fı ğayabetil cübbi yeltekıthü ba’düs seyyarati in küntüm faılın
  11. Kalu ya ebana ma leke la te’menna ala yusüfe inna lehu lenasihun
  12. Ersilhü meana ğadey yerta’ ve yel’ab ve inna lehu lehafizun
  13. Kale innı le yahzününı en tezhebu bihı ve ehafü ey ye’külehüz zi’bü ve entüm anhü ğafilun
  14. Kalu le in ekelehüz zi’bü ve nahnü usbetün inna izel le hasirun
  15. Fe lemma zehebu bihı ve ecmeu ey yec’aluhü fı ğayabetil cübb ve evhayna ileyhi le tünebbiennehüm bi emrihim haza ve hüm la yeş’urun
  16. Ve cau ebahüm ışaey yebkun
  17. Kalu ya ebana inna zehebna nestebiku ve terakna yusüfe ınde metaına fe ekelehüz zi’b ve ma ente bi mü’minil lena ve lev künna sadikıyn
  18. Ve cau ala kamısıhı bi demin kezib kale bel sevvelet leküm enfüsüküm emra fe sabrun cemıl vallahül müsteanü ala ma tesıfun
  19. Ve caet seyyaratün fe erselu varidehüm fe edla delveh kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vallahü alımün bi ma ya’melun
  20. Ve şeravhü bi semenim bahsin derahime ma’dudeh ve kanu fıhi minez zahidın
  21. Ve kalellezişterahü mim mısra limraetihı ekrimı mesvahü asa ey yenfeana ev nettehızehu veleda ve kezalike mekkenna li yusüfe fil erdı ve li nuallimehu min te’vılil ehdıs vallahü ğalibün ala emrihı ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
  22. Ve lemma beleğa eşüddehu ateynahü hukmev ve ılma ve kezalike neczil muhsinın
  23. Ve ravedethülletı hüve fı beytiha an nefsihı ve ğallekatil ebvabe ve kalet heyte lek kale meazellahi innehu rabbı ahsene mesvay innehu la yüflihuz zalimun
  24. Ve le kad hemmet bihı ve hemme biha lev la er raa bürhane rabbih kezalike li nasrife anhüs sue vel fahşa’ innehu min ıbadinel muhlesıyn
  25. Vestebekal babe ve kaddet kamısahu min dübüriv ve elfeya seyyideha ledel bab kalet ma ceazü men erade bi ehlike suen illa ey yüscene ev azabün elım
  26. Kale hiye ravedetnı an nefsı ve şehide şahidüm min ehliha in kane kamısuhu kudde min kubulin fe sadekat ve hüve minel kazibın
  27. Ve in kane kamısuhu kudde min dübürin fe kezebet ve hüve mines sadikıyn
  28. Felemma raaa kamısahu kudde min dübürin kale innehu min keydikünn inne keydekünne azıym
  29. Yusüfü a’rıd an haza vestağfirı li zembik inneki künti minel hatıın
  30. Ve kale nisvetün fil medınetimraetül azızi türavidü fetaha an nefsih kad şeğafeha hubba inna leneraha fı dalalim mübın
  31. Felemma semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a’tedet lehünne müttekeev ve atet külla vahıdetim minhünne sikkınev ve kaletıhruc aleyhinn felemma raeynehu ekbernehu ve katta’ne eydiyehünne ve kulne haşe lillahi ma haza beşera in haza illa melekün kerım
  32. Kalet fe zalikünnellezı lümtünnenı fıh ve le kad ravedtühu an nefsihı festa’sam ve leil lem yef’al ma amürruhu le yüscenenne ve leyekunem mines sağırın
  33. Kale rabbis sicnü ehabbü ileyye mimma yed’unenı ileyh ve illa tasrif annı keydehünne asbü ileyhinne ve eküm minel cahilın
  34. Festecabe lehu rabbühu fe sarafe anhü keydehünn innehu hüves semıul alım
  35. Sümme beda lehüm mim ba’di ma raevül ayati le yescününnehu hatta hıyn
  36. Ve dehale meahüs sicne feteyan kale ehadühüma innı eranı a’sıru hamra ve kalel aharu innı eranı ahmilü fevka ra’sı hubzen te’külüt tayru minh nebbi’na bi te’vılih inna nerake minel muhsinın
  37. Kale la ye’tiküma taamün türzekanihı illa nebbe’tüküma bi te’vılihı kable ey ye’tiyeküma zaliküma mimma alemenı rabbı innı teraktü millete kavmil la yü’minune billahi ve hüm bil ahırati hüm bil ahırati hüm kafirun
  38. Vetteba’tü millete abai ibrahıme ve ishaka ve ya’kub ma kane lena en nüşrike billahi min şey’ zalike min fadlillahi aleyna ve alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun
  39. Ya sahıbeyis sicni e erbabüm müteferrikune hayrun emillahül vahıdül kahhar
  40. Ma ta’büdune min dunihı illa esmaen semmeytümuha entüm ve abaüküm ma enzelellahü biha min sültan inil hukmü illa lillah emera ella ta’büdu illa iyyah zaliked dınül kayyimü ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
  41. Ya sahıbeyis sicni emma ehadüküma fe yeskıy rabbehu hamra ve emmel aharu fe yuslebü fe te’külüt tayru mir ra’sih kudıyel emrullezı fıhi testeftiyan
  42. Ve kale lillezı zanne ennehu nacim minhümezkürnı ınde rabbike fe ensahüş şeytanü zikra rabbihı fe lebise fis sicni bid’a sinın
  43. Ve kalel melikü innı era seb’a bekaratin simaniy ye’külühünne seb’un ıcafüv ve seb’a sümbülatin hudriv ve uhara yabisat ya eyyühel meleü eftunı fı rü’yaye in küntüm lir rü’ya ta’bürun
  44. Kalu adğasü ahlam ve ma nahnü bi te’vılil ahlami bi alimın
  45. Ve kalellezı neca minhüma veddekera ba’de ümmetin ene ünebbiüküm bi te’vılihı fe ersilun
  46. Yusüfü eyyühes sıddıku eftina fı seb’ı bekaratin simaniy ye’külününne seb’un ıcafüv ve seb’ı sümbülatin hudriv ve ühara yabisatil leallı erciu ilen nasi leallehüm ya’lemun
  47. Kale tezraune seb’a sinıne deeba fe ma hasadtüm fezeruhü fı sümbülihı illa kalılem mimma te’külun
  48. Sümme ye’tı mim ba’di zalike seb’un şidadüy ye’külne ma kaddemtüm lehünne illa kalılem mimma tuhsınun
  49. Sümme ye’tı mim ba’di zalike amün fıhi yüğasün nasü ve fıhi ya’sırun
  50. Ve kalel melikü’tunı bih fe lemma caehür rasulü kalercı’ila rabbike fes’elhü ma balün nisvetillatı katta’ne eydiyehünn inne rabbı bi keydihinne alım
  51. Kale ma hatbükünne iz ravedtünne yusüfe an nefsih kulne haşe lillahi ma alimna aleyhi min su’ kaletimraetül azızil ane hashasal hakku ene ravedtühu an nefsihı ve innehu le mines sadikıyn
  52. Zalike li ya’leme ennı lem ehunhü bil ğaybi ve ennellahe la yehdı keydel hainın
  53. Ve ma überriü nefsı innen nefse le emmaratüm bis sui illa ma rahıme rabbı inne rabbı ğafurur rahıym
  54. Ve kalel melikü’tunı bihı estahlıshü li nefsı fe lemma kellemehu kale innekel yevme ledeyna mekınün emın
  55. Kalec’alnı ala hazainil ard innı hafıyzun alım
  56. Ve kezalike mekkenna li yusüfe fil ard yetebevveü minha haysü yeşa’ nüsıybü bi rahmetina men neşaü ve la nüdıy’u ecral muhsinın
  57. Ve le ecrul ahırati hayrul lillezıne amenu ve kanu yettekun
  58. Ve cae ıhvetü yusüfe fe dehalu aleyhi fe arafehüm ve hüm lehu münkirun
  59. Ve lemma cehhezehüm bi cehazihim kale’tunı bi ehıl leküm min ebıküm ela teravne ennı ufil keyle ve ene hayrul münzilın
  60. Fe il lem te’tunı bihı fe la keyle leküm ındı ve la takrabun
  61. Kalu senüravidü anhü ebahü ve inne le faılun
  62. Ve kaleli fityanihic’alu bidaatehüm fı rihalihim leallehüm ya’rifuneha izenkalebu ila ehlihim leallehüm yarciun
  63. Fe lemma raceu ila ebıhim kalu ya ebana münia minnel keylü fe ersil meana ehana nektel ve inna lehu lehafizun
  64. Kale hel amenüküm aleyhi illa kema emintüküm ala ehıyhi min kabl fellahü hayrun hafizav ve hüve erhamür rahımın
  65. Ve lemma fetehu metaahüm vecedu bidaatehüm ruddet ileyhim kalu ya ebana ma nebğıy hazihı bidaatüna ruddet ileyna ve nemıru ehlena ve nahfezu ehana ve nezdadü keyle beıyr zalike keylüy yesır
  66. Kale len ürsilehu meaküm hatta tü’tuni mevsikam minellahi lete’tünnenı bihı illa ey yühata biküm fe lemma atevhü mevsikahüm kalellahü ala ma nekulü vekıl
  67. Ve kale ya beniyye la tedhulu mim babiv vahıdiv vedhulu min ebvabim müteferrikah ve ma uğnı anküm minellahi min şey’ inil hukmü illa lillah aleyhi tevekkelt ve aleyhi fel yetevekkelil mütevekkilun
  68. Ve lemma dehalu min haysü emerahüm ebuhüm ma kane yuğnı anhüm minellahi min şey’in illa laceten fı nefsi ya’kube kadaha ve innehu le zu ılmil lima allemnahü ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
  69. Ve lemma dehalu ala yusüfe ave ileyhi ehahü kale innı ene ehuke fe la tebteis bima kanu ya’melun
  70. Fe lemma cehhezehüm bi cehazihim ceales sikayete fı rahli ehıyhi sümme ezzene müezzinün eyyetühel ıyru inneküm le sarikun
  71. Kalu ve akbelu aleyhim maza tefkıdun
  72. Kalu nefkıdü suvaal meliki ve li men cae bihı hımlü beıyriv ve ene bihı zeıym
  73. Kalu tellahi le kad alimtüm ma ci’na li nüfside fil erdı ve ma künna sarikıyn
  74. Kalu fe ma cezaühu in küntüm kazibın
  75. Kalu cezaühu mev vücide fı rahlihı fe hüve cezaüh kezalike necziz zalimın
  76. Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viai ehıyhi sümmestahraceha min viai ehıyh kezalike kidna li yusüf ma kane li ye’huze ehahü fı dınil melikı illa ey yeşaellah nerfeu deracatim men neşa’ ve fevka külli zı ılmin alım
  77. Kalu iy yesrık fe kad seraka ehul lehu min kabl fe eserraha yusüfü fı nefsihı ve lem yübdiha lehüm kale entüm şerrum mekana vallahü a’lemü bima tesıfun
  78. Kalu ya eyyühel azızü inne lehu eben şeyhan kebıran fe huz ehadena mekaneh inna nerake minel muhsinın
  79. Kale meazellahi en ne’huze illa mev vecedna metaana ındehu inna izel le zalimun
  80. Fe lemmestey’esu minhü halesu neciyya kale kebıruhüm e lem ta’lemu enne ebaküm kad ehaze aleyküm mevsikam minellahi ve min kablü ma ferrattüm fı yusüf fe len ebrahal erda hatta ye’zene lı ebı ev yahkümellahü lı ve hüve hayrul hakimın
  81. İrciu illa ebıküm fe kulu ya ebana innebneke serak ve ma şehidna illa bima alimna ve ma künna lilğaybi hafizıyn
  82. Ves’elil karyetelletı künna fıha vel ıyralletı akbelna fıha ve inna lesadikun
  83. Kale bel sevvelet leküm enfüsüküm emra fe sabrun cemıl asellahü ey ye’tiyenı bihim cemıa innehu hüvel alımül hakım
  84. Ve tevella anhüm ve kale ya esefa ala yusüfe vebyaddat aynahü minel huzni fe hüve kezıym
  85. Kalu tellahi tefteü tezküru yusüfe hatta tekune haradan ev teküru yusüfe hatta tekune haradan ev tekune minel halikın
  86. Kale innema eşku bessı ve huznı ilellahi ve a’lemü minellahi ma la ta’lemun
  87. Ya beniyyezhebu fe tehassesu miy yusüfe ve ehıyhi ve la tey’esu mir ravhıllahi illel kavmül kafirun
  88. Fe lemma dehalu aleyhi kalu ya eyyühel azızü messena ve ehlened durru ve ci’na bi bidaatim müzcatin fe evfi lenel keyle ve tesaddak aleynav innellahe yeczil mütesaddikıyn
  89. Kale hel alimtüm ma fealtüm bi yusüfe ve ehıyhi iz entüm cahilun
  90. Kalu einneke le ente yusüf kale ene yusüfü ve haza ehıy kad mennellahü aleyna innehu mey yettekı ve yasbir fe innellahe la yüdıy’u ecral muhsinın
  91. Kalu tellahi le kad aserakellahü aleyna ve in künna le hatıın
  92. Kale la tesrıbe aleykümül yevm yağfirullahü leküm ve hüve erhamür rahımın
  93. İzhebu bi kamısıy haza fe elkuhü ala vechi ebı ye’ti besıyra ve’tunı bi ehliküm ecmeıyn
  94. Ve lemma fesaletil ıyru kale ebuhüm innı le ecidü rıha yusüfe lev la en tüfennidun
  95. Kalu tellahi inneke le fı dalalikel kadım
  96. Fe lemma en cael beşıru elkahü ala vechihı fertedde besıyra kale elem ekul leküm innı a’lemü minellahi ma la ta’lemun
  97. Kalu ya ebanestağfir lena zünubena inna künna hatıın
  98. Kale sevfe estağfiru leküm rabbı innehu hüvel ğafurur rahıym
  99. Fe lemma dehalu ala yusüfe ava ileyhi ebeveyhi ve kaledhulu mısra in şaellahü aminın
  100. Ve rafea ebeveyhi alel arşi ve harru lehu sücceda ve kale ya ebeti haza te’vılü rü’yaye min kablü kad cealeha ribbı hakka ve kad ahsene bı iz ahracenı mines sicni ve cae biküm minel bedvi mim ba’di en nezeğaş şeytanü beynı ve beyne ıhvetı inne rabbı latıyfül lima yeşa’ innehu hüvel alımül hakım
  101. Rabbi kad ateytenı minel mülki ve allemtenı min te’vılil ehadıs fatıras semavati vel erdı ente veliyyı fid dünya vel ahırah teveffenı müslimev ve elhıknı bis salihıyn
  102. Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk ve ma künte ledeyhim iz ecmeu emrahüm ve hüm yemkürun
  103. Ve ma ekserun nasi ve lev haraste bi mü’minın
  104. Ve ma tes’elühüm aleyhi min ecr in hüve illa zikrul lil alemın
  105. Ve keeyyim min ayetin fis semavati vel erdı yemürrune aleyha ve hüm anhü mu’ridun
  106. Ve ma yü’minü ekseruhüm billahi illa ve hüm müşrikun
  107. E fe eminu en te’tiyehüm ğaşiyetüm min azabillahi ev te’tiyehümüs saatü bağtetev ve hüm la yeş’urun
  108. Kul hazihı sebılı ed’u ilellahi ala besıyratin ene ve menittebeanı ve sübhanellahi ve ma ene minel müşrikın
  109. Ve ma erselna min kablike illa ricalen nuhıy ileyhim min ehlil kura e fe lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim ve la darul ahırati hayrul lillezınettekav e fe la ta’kılun
  110. Hatta izestey’eser rusülü ve zannu ennehüm kad küzibu caehüm nasruna fe nücciye men neşa’ ve la yüraddü be’süna anil kavmil mücrimın
  111. Le kad kane fı kasasıhum ıbratül li ülil elbab ma kane hadısey yüftera ve lakin tasdıkallezı beyne yedeyhi ve tefsıyle külli şey’iv ve hüdev ve rahmetel li kavmiy yü’minun

Yûsuf Suresi Türkçe Anlamı (Meali) :

  1. Elif. Lam, Ra. İşte bunlar, sana apaçık kitabın ayetleridir!
  2. Biz onu akıl erdirebilesiniz diye. bir Kur’an olmak üzere Arapça olarak indirdik.
  3. Biz sana bu Kuran’ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Doğrusu, senin bundan önce hiç haberin yoktu.
  4. Bir vakit Yusuf babasına: “Babacığım, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki, onlar bana secde ediyorlar.” dedi.
  5. Babası: “Yavrum, rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar; çünkü şeytan, insana belli bir düşmandır.
  6. İşte böyle. Rabbin seni seçecek, sana olayların yorumuna ait bilgiler öğretecek ve hem sana ve hem de Ya’kub soyuna, bundan önce ataların İbrahim ve İshak’ a tamamladığı gibi nimetini tamamlayacaktır. Şüphe yok ki, Rabbin herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.” dedi.
  7. Yüceliğim hakkı için Yusuf ve kardeşlerinde soranlara ibret olacak deliller vardı.
  8. Çünkü kardeşleri: “Kesinlikle Yusuf ve kardeşi, babamıza bizden daha sevgilidir. Oysa biz birbirine sargın bir topluluğuz. Doğrusu babamız belli ki, yanılıyor.
  9. Yusuf’u öldürün veya bir yere atın ki, babanızın yüzü size katsın ve ondan sonra doğru dürüst bir topluluk basınız! “dediler.
  10. İçlerinden biri: “Yusuf’u öldürmeyin de bir kuyu dibinde bırakın ki, onu geçen bir kervan bulup alsın; eğer yapacaksınız böyle yapın!” dedi.
  11. Vardılar babalarına: “Ey babamız, neden sen, Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyenleriz.
  12. Yarın onu bizimle gönder, gezsin oynasın. şüphesiz biz onu gözetiriz.” dediler.
  13. Babası: “Onu götürmeniz, beni mutlaka üzer ve korkarım, onu kurt yer, haberiniz olmaz!” dedi.
  14. Onlar: “Andolsun, biz böylesine birbirine sargın bir topluluk iken onu kurt yerse, o taktirde biz hüsran çekeriz!” dediler.
  15. Yusuf’u alıp götürdükleri ve onu kuyunun dibine koymaya karar verdikleri zaman, Biz ona: “Andolsun ki, sen onlara, hiç tartanda değillerken, bu işlerini haber vereceksin!” diye vahyettik.
  16. Yatsı vaktinde ağlayarak babalarına geldiler.
  17. Ey babamız, biz gittik yarışıyorduk, Yusuf’u eşyamızın yanında bırakmıştık; bir de baktık ki, onu kurt yemiş. Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmazsın!” dediler.
  18. Bir de gömleğinin üzerinde yalan bir kan getirdiler. Babaları:”Hayır, nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe sevketmiştir. Artık bana düşen güzelce sabretmektir. Sizin söyledikleriniz karşısında yardımına sığınılacak Allah’tır ancak!” dedi.
  19. Öteden bir kervan gelmiş, sucularını göndermişlerdi; vardı, kovasını saldı ve:”A, müjde, bu bir erkek çocuk!” dedi. Onu tutup bir ticaret malı olarak gizlediler. Allah ise, ne yapacaklarım biliyordu.
  20. Onu ucuz bir fiatla birkaç dirheme sattılar. Onu yanlarında tutmaya isteksiz bulunuyorlardı.
  21. Mısırda onu satın alan kişi karısına: “Ona iyi bak, belki bize yararı olur, ya da onu evlat ediniriz.” dedi.Bu şekilde Yusuf’u orada yerleştirdik, kendisine olayların yorumuna dair bilgiler öğretelim diye. Allah, yaptığı işte üstün bir güce sahiptir, fakat insanların çoğu bilmezler.
  22. Kıvamına geldiği zaman, Biz ona bir nüfuz ve peygamberlik bilgisi verdik. işte Biz, iyi hareket edenlere böyle karşılık veririz.
  23. Derken evinde bulunduğu hanım, bunun nefsinden kam almak istedi (onu birlikte olmaya çağırdı) ve kapıları kilitledi;”Haydi gel, seninim!”dedi. O:”Allah’a sığınırım, doğrusu O, benim efendim, bana iyi baktı ve gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz.” dedi
  24. Hanım gerçekten ona niyetini kurmuştu, eğer Rabbinin açık delilini görmeseydi o da ona kurmuş gitmişti. Biz ondan kötülüğü ve fuhuşu uzaklaştıralım diye, böyle oldu. Gerçekten o, Bizim ihlasa mazhar edilmiş has kullarımızdandır.
  25. İkisi de kapıya koşuştular, hanım onun gömleğini arkasından yırttı ve kapının yanında hanımın beyine rastladılar. Hanım: “Senin karina fenalık yapmak isteyenin cezası, zindana konulmaktan veya acı bir azaptan başka ne olabilir?” dedi.
  26. Yusuf : “O, kendisi beni birlikte olmaya çağırdı!” dedi. Hanımın akrabasından bir şahit şöyle şahitlik etti:”Eğer gömleği önden yırtılmış ise, hanım doğru söylemiştir, bu yalancılardandır.
  27. Yok eğer gömleği arkadan yırtılmışsa hanım yalan söylemiştir, bu doğrulardandır.”
  28. Gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce: “Anlaşıldı, o, siz kadınların tuzaklarından biridir; gerçekten sizin tuzağınız çok büyüktür!
  29. Yusuf, sakın bundan söz etme; sen de kadın, günahının bağışlanmasını dile; sen gerçekten büyük günahkarlardan oldun!” dedi.
  30. Şehirdeki bir takım kadınlar da: “Azizin karısı delikanlısının nefsinden murat istiyormuş (onunla birlikte olmak istiyormuş), onun aşkından yüreğinin zarı çatlamış; kan besbelli çıldırmış!” dediler.
  31. Onların gizliden gizliye dedikodularını duyunca, onlara bir davetçi gönderdi, onlar için dayalı döşeli bir sofra hazırladı, her birine bir bıçak verdi ve: “Çık karşılarına!” dedi. Kadınlar onu görür görmez çok büyüttüler, kendi ellerini doğradılar ve: “Haşa, Allah için bu bir insan değil, ancak değerli bir melektir!” dediler.
  32. Dedi ki: “İşte beni, hakkında kınadığınız, bu delikanlı! Yemin ederim ki, ben onunla birlikte olmak istedim de o, iffetini koruyup bana yanaşmadı. Yine yemin ederim ki, eğer emrimi yerine getirmezse mutlaka zindana atılacak ve mutlaka zillete uğrayanlardan olacaktır!”
  33. Yusuf: “Ey Rabbim, zindan bana bunların davet ettikleri işten daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, ben onlar?n sevdasına düşer, cahillerden olurum.” dedi.
  34. Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir.
  35. onra bu kadar delili gördekleri hakte onlar, onu mutlaka bir sure için zindana atma görüşüne vardılar.
  36. Onunla birlikte zindana iki delikanlı daha girdi. Birisi: “Rüyada kendimi şarap sıkarken görüyorum.” dedi. Diğeri: “Ben, rüyada kendimi basımın üstünde bir ekmek götürürken görüyorum, ondan kuşlar yiyor. Bize bunun tabirim haber ver; çünkü biz seni iyilik sevenlerden görüyoruz.” dedi.
  37. Yusuf şöyle dedi: “Size yiyeceğiniz bir yemek gelecek ya, işte, o gelmeden önce kesinlikle ben size bunun tabirin! bildirmiş olurum. Bu, bana Rabbimin öğrettiklerindendir. Çünkü ben, Allaha inanmayan ve hepsi ahireti inkar eden bir toplululuğun dinini bıraktım.”
  38. Ve atalarım İbrahim, İshak ve Ya’kub’un dinine uydum. Bizim Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamız olamaz. Bu, Allah’ın bize ve insanlara bir lütfudur, fakat insanların çoğu şükretmezler.
  39. Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı birçok tanrılar mı, yoksa hepsinden üstün kahredici bir Allah mı daha hayırlıdır?
  40. O’ndan başka taptıklarınız, sizin ve atalarınızın takmış olduğu bir takım kuru isimlerden ibarettir; yoksa Allah, onlara öyle bir saltanat indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’ındır. O, size kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. Doğru ve sabit din budur, fakat insanların çoğu bilmezler.
  41. Ey zindan arkadaşlarım, gelelim rüyanıza: “Biriniz, efendisine yine şarap sunacak, diğeri asılacak ve kuşlar basından yiyecek; işte fetvasını istediğiniz mesele halledildi!” dedi.
  42. Birde bu ikisinden kurtulacağım sandığı kişiye: “Efendinin yanında beni an!” dedi. Ona da şeytan, efendisinin yanında anmayı unutturdu da yıllarca zindanda kaldı.
  43. Bir gün hükümdar: “Rüyamda yedi arık ineğin yemekte olduğu yedi semiz inek ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak görüyorum. Ey efendiler, eğer rüya tabir ediyorsanız, bana rüyamı halledin!” dedi.
  44. Dediler ki: “Rüya dediğin, demet demet hayallerdir, biz ise hayallerin tabirini bilmiyoruz.”
  45. İki zindan arkadaşından kurtulmuş olan, uzun süre sonra hatırladı ve: “Ben size onun tabirini haber veririm, hemen beni gönderin!” dedi.
  46. Gelip: “Yusuf, ey dosdoğru kişi, “yedi semiz inek. bunları yedi arık inek yiyor ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak” rüyasını bize tabir et, ümit ederim ki, o insanların yanına cevapla dönerim, ola ki, değerini bilirler dedi.
  47. Dedi ki: “Yedi yıl adetiniz üzere ekeceksiniz, biçtiklerinizi biraz yiyeceğiniz hariç olmak üzere, başağında bırakın!
  48. Sonra onun arkasından yedi kurak yıl gelecek, saklayacağınız az bir miktar hariç, önce biriktirdiklerinizi yiyip bitirecek.
  49. Sonra onun arkasından hakin sıkıntıdan kurtulacağı, sıkıp sağacağı bir yıl gelecek.”
  50. Bunu duyan hükümdar: “Getirin bana onur dedi. Bunun üzerine ona gönderilen adam gelince Yusuf:”Haydi efendine dönde sor ona, ellerini doğrayan kadınların maksatları neymiş? Şüphesiz ki, Rabbin onların hilelerini çok iyi bilir.” dedi.
  51. Hükümdar o kadınlara: “Derdiniz neydi ki, o zaman Yusuf’un nefsinden murad almağa, onunla birlikte olmaya kalkıştınız?” dedi. Onlar: “Haşa, Allah için biz onun aleyhine bir kötülük bilmiyoruz!” dediler. Azizin karısı: “Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun nefsinden ben kam almak istedim. O ise kesinlikle doğru söyleyenlerdendir.” dedi.
  52. “Bundan maksadım, benim ona gerçekten gıyabında hıyanet etmediğimi ve Allah’ın kesinlikle hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını bilmesini sağlamaktı.
  53. Nefsimi temize de çıkarmıyorum, çünkü nefis kötülüğü emreder; meğer Rabbim rahmetiyle bağışlaya, çünkü Rabbim çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”
  54. Hükümdar da dedi ki: “Onu bana getirin, kendime müşavir yapayım.” Bunun üzerine onunla konusunca da: “Sen bugün yanımızda gerçekten bir mevki sahibi ve güvenilir bir kişisin.” dedi.
  55. Dedi ki: “Beni ülke hazineleri üzerine memur et, çünkü ben iyi korur, iyi bilirim!”
  56. Ve işte böylece Yusuf’u o ülkede yerleştirdik; neresinde isterse makam tutuyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyi davrananların mükafatım zayi etmeyiz.
  57. Ahiret mükafatı, iman edip takva yolunu tutanlar için elbette daha hayırlıdır.
  58. Birden Yusuf’un kardeşleri çıkageldiler; gelip yanıma girdiler; hemen onları tanıdı, onlar ise onu tanımıyorlardı.
  59. Onların bütün hazırlıklarım tamamladığında dedi ki: “Bana sizin baba bir kardeşinizi getirin! Görüyorsunuz ya, ben ölçeği tam ölçüyorum ve ben konukseverlerin en yaranışıyım!
  60. Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size zahire yok ve bana da yaklaşmayım”
  61. Dediler ki: “Herhalde onun için babasından izin almaya çalışırız ve muhakkak bunu yaparız.”
  62. Yusuf uşaklarına: “Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerine döndüklerinde anlarlar, belki yine gelirler.” dedi.
  63. Böylece babalarına döndükleri vakit: “Ey babamız, bizden zahire yasaklandı. Bu kere kardeşimizi bizimle beraber gönder ki ölçüp alalım ve muhakkak biz onu koruruz.” dediler.
  64. Babaları dedi ki: “Hiç ben onu size inanır mıyım? Ya bundan önce size kardeşini İnandığım gibi olursa! En hayırlı koruyucu da Allah’tır. Ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.”
  65. Derken yüklerini açtıklarında sermayelerim kendilerine iade edilmiş buldular. Dediler ki: “Ey babamız, daha ne isteriz, işte sermayemiz de bize iade edilmiş! Yine ailemize erzak getiririz, kardeşimizi de koruruz, belki bir deve yükü fazla alırız ki bu (aldığımız zaten) az bir şey!
  66. Dedi ki: ” Kesinlikle onu sizinle beraber göndermem, ta ki hepiniz her taraftan kuşatılmadıkça, onu mutlaka bana getireceğinize dair Allah’a yemin edesiniz! Söz verdikleri vakit dedi ki:”Allah söylediklerimize karşı vekildir!”
  67. Dedi ki: “Yavrularım! Bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin! Gerçi ne yapsam, hiçbir şeyde Allah’ in takdirini sizden sayamam! Hüküm ancak Allah’ındır! Ben O’na tevekkül kıldım. Onun için bütün tevekkül edenler O’na tevekkül etmelidirler!”
  68. Babalarının emrettiği yerden girdiklerinde o, onlardan Allah’ın takdirinden hiçbir şeyi savuşturmuyordu; bu sadece Yak’ub’un içindeki bir isteği yerine getirmişti. Şüphesiz o bir bilgiye sahipli, çünkü Biz kendisine öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
  69. Yusuf’un yanma girdikleri vakit, kardeşini yanına aldı ve: “Haberin olsun ben senin kardeşinim, sakın yapacaklarına göcürgenme (üzülme)!” dedi.
  70. Sonra onların bütün hazırlıklarım yaptığı vakit, su kabım kardeşinin yükü içine koydu, sonra da bir çağırıcı: “Ey kafile, siz kesinlikle hırsızlık yapmışsınız!” diye seslendi.
  71. Bunlara döndüler ve: “Ne arıyorsunuz?” dediler.
  72. Dediler ki “Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu getirene bir deve yükü bahşiş var ve ben ona kefilim.”
  73. “Allah’a yemin ederiz, kesin olarak bilirsiniz ki, biz bu ülkede fesat çıkarmak için gelmedik; hırsız da değiliz!” dediler.
  74. Şimdi yalancı çıkarsanız cezası ne?” dediler.
  75. Dediler ki “Cezası kimin yükünde çıkarsa, işte o onun cezası! Biz zalimlere böyle ceza veririz!”
  76. Bunun üzerine (Yusuf) kardeşinin kabından önce, onların kaplarını aramaya başladı, sonra onu kardeşinin kabından çıkardı, işte Yusuf için böyle bir tedbir yaptık! Melik’in kanununa göre kardeşini alıkoymasına çare yoktu. Ancak Allah’ın dilemesi başka! Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin üstünde bir bilen vardır.
  77. Dediler ki: “Eğer o çalmışsa, bundan önce bir kardeşi de çalmıştı.” O vakit Yusuf bunu içine attı ve onlara belli etmeden:”Siz çok kötü bir durumdasınız, ne isnat ettiğiniz! Allah çok iyi biliyor.” dedi.
  78. Dediler ki: “Ey şanlı Aziz, emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var; onun için yerine birimizi al: çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz!”
  79. Dedi ki: “Allah saklasın, eşyamızı yanında bulduğumuz kişiden başkasını tutmamızdan Allah korusun! Çünkü biz o takdirde zulmetmiş oluruz.”
  80. Ne zaman ki ondan ümit kestiler, fısıldaşarak çekildiler. Büyükleri dedi ki: “Babanızın, aleyhinizde Allah’tan söz almış olduğunu, bundan öncede Yusuf hakkında yaptığınız kusuru bilmiyor musunuz? Ben artık babam izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar buradan ayrılmam; O, hükümverenlerin en hayırlısıdır.”
  81. Siz donun de babanıza deyin ki: “Ey babamız, inan ki oğlun hırsızlık yaptı. Biz ancak bildiğimize şahitlik ediyoruz, yoksa gaybın bekçileri değiliz.
  82. Hem bulunduğumuz şehir halkına, hem de içinde geldiğimiz kafileye sor. Ve emin ol ki biz, kesinlikle doğru söylüyoruz.”
  83. Babaları dedi ki: “Yok sizi nefsiniz aldatmış; artık (bana düşen) güzel bir sabır! Umulur ki Allah bana hepsin! birden getirir. Gerçek şu ki, herşeyi bilen O’dur, her yaptığım bir hikmete göre yapan O’dur.”
  84. Ve onlardan yüzünü çevirdi de: “Ey Yusuf’un üstünde titreyen tasam!” dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü; artık yutkunuyor, yutkunuyordu.
  85. Dediler ki: “Hala Yusuf’u anıp duruyorsun, vallahi sonunda kederden eriyeceksin veya helak olanlara karışacaksın!”
  86. Dedi ki: “Ben dolgunluğumu ve üzüntümü ancak Allah’a şikayet ederim ve Allah tarafından sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim!
  87. Ey oğullarım, haydi gidiniz de Yusuf ile kardeşini bulmak için araştırınız; Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz; çünkü Allah’ın rahmetinden ümidin! kesen ancak kafirler güruhudur.”
  88. Bunun üzerine Yusuf’un huzuruna girdikleri vakit dediler ki: “Ey şanlı Aziz. bize ve ailemize darlık ve sıkıntı bastırıverdi, önemsiz bir sermaye ile de geldik. Yine bize erzakımızı tam ölçü ver ve bize biraz da sadaka ver; çünkü Allah sadaka verenlere mükafatım verir!”
  89. Dedi ki: “Cahilliğinizde siz Yusuf ile kardeşine ne yaptığınızı biliyor musunuz?”
  90. “A a.! Sen Yusuf musun?” dediler. Ben Yusuf’um, bu da kardeşim! Allah bize lütfuyla iyilikte bulundu;bir gerçektir ki, kim Allah’ tan korkar ve sabrederse, muhakkak Allah iyilerin mükafatım zayi etmez.” dedi.
  91. Dediler ki: “Vallahii seni Allah bize üstün kıldı. biz doğrusu büyük suç işlemiştik!”
  92. Yusuf dedi ki : “Bugün size karşı kınama yok; Allah sizi mağfiretiyle bağışlar! O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.
  93. Şimdi siz benim şu gömleğim! götürün de babamın yüzüne bırakın, gözü açılır. Ve bütün ailenizle toplanıp bana gelin!”
  94. Ne zaman ki, bu taraftan kervan ayrıldı, öteden babaları dedi ki: “Doğrusu ben bana bunaklık yakıştırmasına kalkamazsanız gerçekten Yusuf’un kokusunu duyuyorum, eğer bunak demezseniz!”
  95. Dediler ki: “Vallahi sen gerçekten eski şaşkınlığında devam ediyorsun!”
  96. Fakat ne zaman ki gerçekten müjdeci geldi, gömleği yüzüne bıraktı, gözü açılıverdi. “Ben size demedim mi, ben Allah tarafından sizin bilmeyeceklerinizi bilirim ?” dedi.
  97. Dediler ki:”Ey bizim şefkatli babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasın) dile, bizler gerçekten büyük günah işlemiştik!
  98. Dedi ki: “Sonra sizin için Rabbime istiğfar edeceğim. Gerçek şu ki, çok bağışlayan O’dur, merhameteden O’dur.
  99. Yusuf’un yanma vardıklarında, ana ve babasını kucakladı, yanma aldı ve: “Buyurun Allah’ın dilemesiyle Mısır’a güvenle girin!” dedi.
  100. Ana ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar. Yusuf da:”Ey babacığım, işte bundan önceki rüyamın yorumu bu; gerçekten Rabbim onu gerçekleştirdi, cidden bana iyilikte bulundu;çünkü beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını dürtüştürdükten (bozduktan) sonra sizi çölden buraya getirdi. Gerçekten Rabbim, dilediği şey için aldığı tedbirde çok hoş davranır. Gerçek şu ki, O, herşeyi çok iyi bilen, her yaptığın bir hikmete göre yapandır!
  101. Ey Rabbim, Sen bana mülkten bir nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Gökleri ve yeri yaratan Rabbim, dünya ve ahirette benim velim Sensin! Benim ruhumu müslüman olarak al ve beni iyiler arasına kat!” dedi.
  102. İşte bu gayb haberlerindendir ki sana onu vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin.
  103. Ve insanların çoğu sen ne kadar çok arzu etsen de mümin değillerdir!
  104. Buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun; O Kur’an bütün alemlere ancak ilahi bir uyarıdır.
  105. Bununla beraber göklerde, yerde nice deliller vardır ki, yüz yüze gelirler de onlardan yüzlerini çevirerek geçerler.
  106. Onların pek çoğu Allah’a ortak koşmaksızın iman etmezler.
  107. Yoksa bunlar, Allah’ın azabından; hepsini saracak bir belanın gelivermesinden veya farkında değillerken kendilerine ansızın kıyametin gelivermesinden güven içinde midirler?
  108. De ki: “İşte benim yolum budur; basiret üzere Allah’a davet ederim, ben ve bana uyanlar; Allah’ı tenzih ederim ve ben ortak koşanlardan değilim.”
  109. Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de ancak şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkeklerdi. Şimdi o yerde dolaşmıyorlar mı? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akibetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya! Elbette ahiret evi korunanlar için daha hayırlıdır. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?
  110. Nihayet peygamberler ümitlerim kesecek hale geldikleri ve kendilerinin yalancı çıkarılmış oldukları zannına kapıldıkları zaman, onlara yardımımız geldi ve dilediklerimiz kurtuluşa erdirildi. Suçlular topluluğundan ise azabımız geri çevrilmez!
  111. Gerçekten onların kıssalarında akıllılar için bir ibret vardır! Bu Ku’ran uydurulur bir söz değil, ancak kendi önündekinin tasdiki, herşeyin açıklayıcısı ve iman edecek topluluk için bir hidayet, bir rahmettir!

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search