Meryem Suresi
Meryem Suresi Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sûrede başlıca, tevhit inancını yerleştirmek amacıyla bazı peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir.
Meryem Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):
- Kef ha ya ayn sad
- Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya
- İz nada rabbehu nidaen hafiyya
- Kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra’sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya
- Ve innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya
- Yerisüni ve yerisü min ali ya’kube vec’alhü rabbi radıyya
- Ya zekeriyya inna nübeşşiruke bi ğulaminismühu yahya lem nec’al lehu min kablü semiyya
- Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kanetimraeti akırav ve kad belağtü minel kiberi ıtiyya
- Kale kezalik kale rabbüke hüve aleyye heyyinüv ve kad halaktüke min kablü ve lem tekü şey’a
- Kale rabbic’al lı ayeh kale ayetüke ella tükellimen nase selase leyalin seviyya
- Fe harace ala kavmihı minel mıhrabi fe evha ileyhim en sebbihu bükratev ve aşiyya
- Ya yahya huzil kitabe bi kuvveh ve ateynahül hukme abiyya
- Ve hananem mil ledünna ve zekah ve kane tekıyya
- Ve berram bi valideyhi ve lem yekün cebbaran asıyya
- Ve selamün aleyhi yevme vülide ve yevme yemutü ve yevme yüb’asü hayya
- Vezkür fil kitabi meryem izintebezet min ehliha mekanen şerkıyya
- Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşaren seviyya
- Kalet innı euzü bir rahmani minke in künte tekıyya
- Kale innema ene rasulü rabbiki li ehebe leki ğulamen zekiyya
- Kalet enna yekunü li ğulamüv ve lem yemsesnı beşeruv ve lem ekü beğıyya
- Kale kezalik kale rabbüki hüve aleyye heyyin ve li nec’alehu ayetel linnasi ve rahmetem minna ve kane emram makdıyya
- Fe hamelethü fentebezet bihı mekanen kasıyya
- Fe ecaehel mehadu ila ciz’ın nahleh kaletya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyem mensiyya
- Fe nadaha min tahtiha ella tahzenı kad ceale rabbüki tahteki seriyya
- Ve hüzzı ileyki bi ciz’ın nahleti tüsakıt aleyki rutaben ceniyya
- Fe külı veşrabı ve karrı ayna fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kulı innı nezertü lir rahmani savmen fe len ükellimel yevme insiyya
- Fe etet bihı kavmeha tahmilüh kalu ya meryemü le kad ci’ti şey’en feryya
- Ya uhte harune ma kane ebukimrae sev’iv ve ma kanet ümmüki beğıyya
- Fe eşarat ileyhi kalu keyfe nükelimü men kane fil mehdi sabiyya
- Kale innı abdüllahi ataniyel kitabe ve cealenı nebiyya
- Ve cealenı mübaraken eyne ma küntü ve evsanı bis salati vez zekati ma dümtü hayya
- Ve berram bi validetı ve lem yec’alnı cebbaran şekıyya
- Vesselamü aleyye yevme vülidtü ve yevme emutü ve yevme üb’asü hayya
- Zalike ıysebnü meryem kavlel hakkıllezı fıhi yemterun
- Ma kane lillahi ey yettehıze miv veledin sübhaneh iza kada emran fe innema yekulü lehu küm fe yekun
- Ve innellahe rabbı ve rabbüküm fa’büduh haza sıratum müstekıym
- Fahtelefel ahzabü mim beynihim fe veylül lillezıne keferu mim meşhedi yevmin azıym
- Esmı’bihim ve ebsır yevme ye’tunena lakiniz zalimunel yevme fı dalalim mübın
- Ve enzirhüm yevmel hasrati iz kudıyel emr ve hüm fı ğafletiv ve hüm la yü’minun
- İnna nahnü nerisül erda ve men aleyha ve ileyna yürceun
- Vezkür fil kitabi ibrahım innehu kane sıddıkan nebiyya
- İz kale li ebıhi ya ebeti lime ta’büdü ma la yesmeu ve la yübsıru ve la yuğnı anke şey’a
- Ya ebeti innı kad caenı minel ılmi ma lem ye’tike fettebı’nı ehdike sıratan seviyya
- Ya ebeti la ta’büdiş şeytan inneş şeytane kane lir rahmani asıyya
- Ya ebeti ninı ehafü ey yemesseke azabüm miner rahmani fe tekune liş şeytani veliyya
- Kale erağıbün ente an alihetı ya ibrahım leil lem tentehi le ercümenneke vehcürnı meliyya
- Kale selamün aleyk se estağfiru leke rabbı innehu kane bı hafiyya
- Ve a’tezilüküm ve ma ted’une min dunillahi ve ed’u rabbı asa ella ekune bi düai rabbı şekıyya
- Felemma’tezelehüm ve ma ya’büdune min dunillahi vehebna lehu ishaka ve ya’kub ve küllen cealna nebiyya
- Ve vehebna lehüm mir rahmetina ve cealna lehüm lisane sıdkın aliyya
- Vezkür fil kitabi musa innehu kane muhlesav ve kane rasulen nebiyya
- Ve nadeynahü min canibit turil eymeni ve karrabnahü neciyya
- Ve vehebna lehu mir rahmetina ehahü harune nebiyya
- Vezkür fil kitabi ismaıyle innehu kane sadikal va’di ve kane rasulen nebiyya
- Ve kane ye’müru ehlehu bis salati vez zekati ve kane ınde rabbihı merdıyya
- Vezkür fil kitabi idrıse innehu kane sıddıkan nebiyya
- Ve rafa’nahü mekanen aliyya
- Ülaikellezıne en’amellahü aleyhim minen nebiyyıne min zürriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhıv ve min zürriyyeti ibrahıme ve israıle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayatür rahmani harru süccedev ve bükiyya
- Fe halefe mim ba’dihim halfün edaus salate yettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne ğayya
- İlla men tabe ve amene ve amile salihan fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey’a
- Cennati adninilletı veader rahmanü ıbadehu bil ğayb innehu kane va’dühu me’tiyya
- La yesmeune fıha bükratev ve aşiyya
- Tilkel cennetülletı nurisü min ıbadina men kane tekıyya
- Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya (58. Ayet secde ayetidir.)
- Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma fa’büdhü vastabir li ıbadetih hel ta’lemü lehu semiyya
- Ve yekulül insanü e iza ma mittü le sevfe uhracü hayya
- E ve la yezkürul insanü enna halaknahü min kablü ve lem yekü şey’a
- Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıyne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya
- Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya
- Sümme le nahnü a’lemü billezıne hüm evla biha sıliyya
- Ve im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya
- Sümme nüneccillezınet tekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya
- Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lillizıne amenu eyyül ferıkayni hayrum mekamev ve ahsenü nediyya
- Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasev ve ri’ya
- Kul men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya’lemune men hüve şerrum mekanev ve ad’afü cünda
- Ve yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda
- E fe raeytellezı kefera bi ayatina ve kale leuteyenne malev ve veleda
- Ettaleal ğaybe emittehaze ınder rahmani ahda
- Kella senektübü ma yekulü ve nemüddü lehu minel azabi medda
- Ve nerisühu ma yekulü ve ye’tına ferda
- Vettehazu min dunillahi alihetel li yekunu lehüm ızza
- Kella seyekfürune bi ıbadetihim ve yekunune aleyhim dıdda
- E lem tera enna erselneş şeyatıyne alel kafirıne teüzzühüm ezza
- Fe la ta’cel aleyhim innema neuddülehüm adda
- Yevme nahşürul müttekıyne iler rahmani vefda
- Ve nesukul mücrimıne ila cehenneme virda
- La yemlikuneş şefaate illa menttehaze ınder rahmani ahda
- Ve kalittehazer rahmanü veleda
- Le kad ci’tüm şey’en idda
- Tekadüs semavatü yetefettarne minhü ve tenşekkul erdu ve tehırrul cibalü hedda
- En deav lirrahmani veleda
- Ve ma yembeğıy lir rahmani ey yettehıze veleda
- İn küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda
- Le kad ahsahüm ve addehüm adda
- Ve küllühüm atıhi yevmel kıyameti ferda
- İnnellezıne amenu ve amilus salihati se yec’alü lehümür rahmanu vüdda
- Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda
- Ve kem ehlekna kablehüm min karn hel tühussü minhüm min ehadin ev temeu lehüm rikza
Meryem Suresi Türkçe Anlamı (Meali):
- Kaf, Ha,Ya, Ayn, Sad.
- Bu, Rabbinin Zekeriyya kuluna olan rahmetini, bir anıştır.
- Bir zaman, Rabbine gizli bir seste yalvarmıştı.
- Demişti ki: “Ey Rabbim, gerçek şu ki, benim kemik (im) gevşedi, baş (ım) bembeyaz alev aldı (Saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım ey Rabbim!
- Ben bu halimle, arkamdan yerime geçecek olan akrabalardan endişeliyim. Karımda kısır bulunuyor, onun için bana bir dost ver!
- ki, hem benim mirasçım, hem de Ya’kub ailesinin mirasçısı olsun. Hem de hoşnutluğuna onu kavuştur Rabbim!
- Allah: “Ey Zekeriyya, haberin olsun, Biz sana Yahya adında ve bundan önce kendisine hiçbir adaş yapmadığımız bir oğul müjdeliyoruz dedi.
- Zekeriyya: “Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!” dedi.
- Buyurdu ki : “Öyle! Fakat Rabbin, “o Bana kolaydır, bundan önce de seni, sen hiçbir şey değilken yarattım.” dedi.”
- Zekeriyya: “Ey Rabbim, bana bir alamet ver!” dedi. Allah: “Alametin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlara söz söyleyememendir.” buyurdu.
- Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: “Sabah ve akşam tesbih edin!” diye işaret verdi.
- “Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut!” (dedik.) ve daha çocukken ona hikmet verdik.
- Hem de katımızdan yumuşak bir kalplilik ve bir temizlik verdik ona. O, çok takva sahibi biri idi.
- Anne babasına iyi davranan biriydi, zorba ve isyankar değildi.
- Selam ona; hem doğduğu gün, hem öleceği gün, hem de diri olarak kaldırılacağı gün!
- Kitap’da Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
- Onlarla arasına bir perde çekti. Derken kendisine ruhumuzu (Cebrail’i) gönderdik de o, düzgün bir insan şeklinde ona göründü.
- Meryem ona: “Ben bağışlayan Allah’a sığınırım senden, eğer Allah’tan korkan biri isen!” dedi.
- Ruh (Cebrail): “Haberin olsun, ben sana tertemiz bir oğlan vermek için Rabbinin elçisiyim sadece!” dedi.
- Meryem: “Benim nasıl bir oğlum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmadı; ben bir kahpe de değilim!” dedi.
- Cebrail: “Öyle! Fakat Rabbin buyurdu ki, o Bana göre kolaydır. Ayrıca onu insanlara gücümüzün bir delili ve tarafımızdan bir rahmet kılacağımız için böyle yapacağız. Hem de o, karara bağlanmış bir iştir.” dedi.
- Bu şekilde ona hamile oldu ve bu haliyle uzak bir yere çekildi.
- Derken sancı onu bir hurma dalına götürdü ve: “Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulmuş gitmiş olsaydım.” dedi.
- Derken aşağı tarafından ona şöyle seslendi: “Sakın üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı yarattı.
- Hurmanın dalını kendine doğru silkele, üzerine derilmiş taze hurmalar dökülsün.
- Artık ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen de ki: “Ben esirgeyen Allah’a oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimse ile konuşmayacağım.”
- Derken onu taşıyarak kavmine getirdi, Onlar: “Hey Meryem, sen Allah biliyor ya yumurcak birşey getirdin!
- Ey Harun’nun kız kardeşi, baban bir kötülük adamı değildi, annen de kahpe değildi”
- Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi: “Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?” dediler.
- O: “Haberiniz olsun ben Allah’ın kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı.
- Beni her nerede olursam mübarek kıldı ve hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekatı tavsiye buyurdu.
- Beni anneme saygılı kıldı, beni eşkiya bir zorba yapmadı.
- Selam bana; hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak kaldırılacağım güne!”
- İşte hakkında tartışıp durdukları Meryem oğlu İsa. Hak sözü olarak budur!
- Allah’ın oğul edinmesi asla olur şey değildir; O, bu gibi şeylerden uzaktır. O, bir işin olmasını dileyince ona sadece “Ol!” der, oluverir.
- Ayrıca o (İsa) dedi ki: “Haberiniz olsun, Allah benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir; onun için hep O’na ibadet ediniz! İşte yegane doğru yol budur!
- Sonra gruplar kendi aralarında görüş ayrılığına düştüler. Artık büyük bir günün görülecek dehşetinden vay kafirlerin haline!
- Onlar Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
- Onlar gaflet içinde iken, onlar iman etmezlerken, o hasret gününün, o işlerin bitirildiği saatin dehşetini kendilerine haber ver !
- Kesinlikle yeryüzüne ve bütün üzerindekilere Biz varis olacağız Biz! Ve onlar, hep Bize döndürüleceklerdir.
- Kitapta İbrahim’i de an, çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamberdi.
- Bir zaman babasına şöyle demişti: “Babacığım, o işitmeyen, görmeyen ve sana hiç faydası olmayan şeytana niçin tapıyorsun?
- Babacığım, emin ol sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Gel bana uy da seni düz yola çıkarayım.
- Babacığım, şeytana tapma; çünkü şeytan esirgeyen Allah’a isyan etti.
- Babacığım doğrusu ben, sana o Rahman’dan bir azabın dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum.”
- Babası : “Sen benim ilahlarımdan geçmek mi istiyorsun ey İbrahim? Yemin ederim ki, eğer vazgeçmezsen, seni muhakkak taşlarım; beni sen uzun bir süre bırak git!” dedi.
- İbrahim: “Selam sana, senin için Rabbimden af dileyeceğim; çünkü O, bana karşı çok lütufkardır.
- Sizi Allah’tan başka taptıklarınızla başbaşa bırakıp çekilirim ve Rabbime dua ederim; umarım, Rabbime yaptığım dua sayesinde mutsuz olmam.” dedi.
- İbrahim, onları ve Allah’tan başka taptıklarını bırakıp çekildiğinde, Biz de ona İshak’ı ve Ya’kub’u ihsan ettik ve her birini bir peygamber yaptık.
- Biz, bunlara rahmetimizden lütuflar, ihsanlar ettik ve hepsine dillerde yüksek bir doğruluk şanı verdik.
- Kitapta Musa’yı da an, çünkü O, ihlaslı idi ve bir elçi, bir peygamber idi.
- Biz hem ona Tur’un sağ tarafından seslendik hem de onu yakarış makamında yakınlık mertebesine erdirdik.
- Ve rahmetimizden kardeşi Harun’u da bir peygamber olarak ona lutfettik.
- Kitapta İsmail’i de an; çünkü o cidden va’dinde sadık bir kimse idi, bir Resul, bir peygamber idi.
- Ailesine namaz ve zekat emrederdi ve Rabbi katında hoşnutluğa ermişti.
- Kitapta İdris’i de an; çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamber idi.
- Ve Biz onu yüce bir yere yükselttik.
- İşte bunlar, Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem’in soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail’in soyundan, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.
- Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayacaklardır.
- Ancak tevbe edip imana gelenler ve yararlı iş yapanlar başka; çünkü onlar hiçbir haksızlığa uğratılmayarak cennete gireceklerdir.
- Rahman’ın kullanna gıyaben söz verdiği Adn cennetlerine, şüphe yok ki, O’nun verdiği söz, daima yerine getirilmiştir.
- Orada hiç boş söz işitmezler; ancak bir “Selam” işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.
- İşte kullarımızdan korunup takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız cennet odur!
- Bir de biz (Rabbinin elçileri) Rabbinin emri olmadıkça inemeyiz. Önümüzdeki, ardımızdaki ve bunlar arasındakiler hep O’nundur; Rabbin seni unutmuş da değildir.
- O, bütün göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir; o halde O’na ibadet et ve ibadetine sebatla sabret. Hiç sen O’na bir adaş bilir misin?
- Böyle iken insan diyor ki: “Öldüğüm zaman, ileride mutlaka bir hayat sahibi kimse olarak çıkarılacak mıyım?”
- Yoksa o insan hiçbirşey değilken, Bizim, kendisini yaratmış olduğumuzu düşünmez mi?
- Evet Rabbine yemin ederim ki, Biz onları ve o şeytanları mutlaka ve mutlaka mahşerde toplayacağız, sonra da onları kesinlikle cehennemin etrafında diz üstü hazır bulunduracağız
- Sonra her topluluktan Rahman’a karşı en çok isyan edenleri hangileri ise muhakkak ve muhakkak çekip alacağız.
- Sonra Biz, elbette o cehenneme yaslanmaya en layık olanların kimler olduğunu daha iyi biliriz.
- İçinizden oraya varmayacak hiçbir kimse yoktur ve bu, Rabbinin üstlenmiş olduğu kesinleşmiş bir hükümdür.
- Sonra takva sahiplerini kurtarırız ve zalimleri diz üstü bırakırız.
- Ayetlerimiz kendilerine açık açık tecvidli okunduğu zaman da o küfredenler iman edenlere: “Bu iki topluluktan hangisi makamca daha iyi ve meclis olarak daha güzel?” dediler.
- Oysa Biz, kendilerinden önce mal ve görünüm bakımından daha güzel nice kuşakları helak etmişiz
- De ki: “Kim sapıklık içinde ise, çok esirgeyici Allah, ona istediği kadar mühlet versin; nihayet va’dolundukları şeyi, ya azabı yada Kıyameti gördükleri zaman kimin mevkisinin daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu bitecekler.
- Hidayeti kabul edenlere ise, Allah daha çok hidayet verir. Kalıcı olan iyi ve yararlı işler Rabbinin katında hem sevap bakımından hem de sonuç bakımından daha hayırlıdır.
- Şimdi şu küfredip de: “Bana muhakkak mal ve evlat verilecektir.” diyen herifi gördün mü?
- O, gayba vakıf mı olmuş yoksa esirgemesi çok olan Allah’ın katında bir söz mü almış?
- Hayır! Biz onun dediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız !
- Ve o söylediği şeyleri hep elinden alacağız da o, Bize tek başına gelecektir.
- Tuttular, kendilerine şeref ve kuvvet sağlasınlar diye, Allah’tan başka ilahlar edindiler.
- Hayır! Yarın ibadetlerini inkar edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman kesileceklerdir.
- Görmedin mi, Biz şeytanları o kafirlerin üzerine salmışız; onları kaynatıp oynatıp kıvrandırıyorlar.
- Aleyhlerinde acele etme! Biz, onlar için yalnızca bir sayı sayıyoruz.
- Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman’ın huzurunda toplayacağımız gün,
- suçluları da susuz olarak cehenneme sevk edeceğiz.
- Rahman’ın katında bir söz almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
- “Rahman çocuk edindi.” dediler.
- Andolsun ki, pek ağır, pek çirkin bir iddiaya cüret ettiniz.
- Az daha o yüzden gökler çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek.
- O Rahman’a çocuk iddiasında bulundular diye.
- Halbuki, çocuk edinmek Rahman’a yaraşmaz.
- Göklerde ve yerde Rahman’a kul olarak gelmeyecek hiçbir kimse yoktur.
- Andolsun ki, hepsini kuşatmış ve hepsini bir bir saymıştır.
- Hepsi kıyamet günü O’na tek olarak gelecektir.
- İman edip yararlı işler yapanlar ise, muhakkak Rahman, onlar için bir sevgi verecek, gönüllere sevdirecektir.
- Biz, o Kur’an’ı sadece onunla takva sahiplerini müjdelemen ve inat edenleri de korkutman için senin dilinle kolaylaştırdık.
- Bir de onlardan önce nice kuşakları helak ettik. Hiç onlardan birini hissediyor musun veya onların gizli bir seslerini işitiyor musun?
A’dan Ze’ye sureler
A-B-C
D-E-F
G-H-I
K-L-M
N-R-S
Ş-T-V
Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.