Hac Suresi

 In Cüz 17, Cüzler

Hac Suresi Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78 âyettir. Hac Suresi’nde Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı almıştır. Hac Suresi’ nde ayrıca kıyamet gününün dehşetinden, kıyamet günü yaşanacak sahnelerden, cihattan ve helâk edilmiş eski toplumlardan söz edilmektedir.

Hac Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Ya eyyühen nasütteku rabbeküm inne zelzeletes saati şey’ün azıym
  2. Yevme teravneha tezhelü küllü mürdıatin amma erdaat ve tedau küllü zati hamlin hamleha ve teran nase sükara ve ma hüm bi sükara ve lakinne azabellahi şedıd
  3. Ve minen nasi mey yücadilü fillahi bi ğayri ılmiv ve yettebiu külle şeytanim merıd
  4. Kütibe aleyhi ennehu men tevellahü fe ennehu yüdıllühu ve yehdıhi ila azabis seıyr
  5. Ya eyyühen nasü in küntüm fı raybim minel ba’si fe inna halaknaküm min türabin sümme min nutfetin sümme min alekatin sümme mim mudğatim muhallekativ ve ğayri muhallekatil li nübeyyine leküm ve nükirru fil erhami ma neşaü ila ecelim müsemmen sümme nuhricüküm tıflen sümme li teblüğu eşüddeküm ve minküm mey yüteveffa ve minküm mey yürüddü ila erzelil umüri li keyla ya’leme mim ba’di ılmin şey’a ve teral erda hamideten fe iza enzelna aleyhel maehtezzet ve rabet ve embetet min külli zevcim behıc
  6. Zalike bi ennellahe hüvel hakku ve ennehu yuhyil mevta ve ennehu ala külli şey’in kadır
  7. Ve ennes saate atiyetül la raybe fıha ve ennellahe yeb’asü men fil kubur
  8. Ve minen nasi mey yücadilü fillahi bi ğayri ılmiv ve la hüdev ve la kitabim münır
  9. Saniye ıtfihı li yüdılle an sebılillah lehu fid dünya hızyüv ve nüzıkuhu yevmel kıyameti azabel harıyk
  10. Zalike bima kaddemet yedake ve ennellahe leyse bi zallamil lil abıd
  11. Ve minen nasi mey ya’büdüllahe ala harf fe in esabehu hayrunıtmeenne bih ve in esabethü fitnetüninkalebe ala vechihı hasirad dünya vel ahırah zalike hüvel husranül mübın
  12. Yed’u min dunillahi ma la yedurruhu ve ma la yenfeuh zalike hüved dalalül beıyd
  13. Yed’u le men darruhu akrabü min nef’ıh lebi’sel mevla ve lebi’sel aşır
  14. İnnellahe yüdhılüllezıne amenu ve amilus salihati cennatin tecrı min tahtihel enhar innellahe yef’alü ma yürıd
  15. Men kane yezunnü el ley yensurahüllahü fid dünya vel ahırati felyemdüd bi sebebin iles semai sümmelyakta’ felyenzur hel yüzhibenne keydühu ma yeğıyz
  16. Ve kezalike enzelnahü ayatim beyyinativ ve ennellahe yehdı mey yürıd
  17. İnnellezıne amenu vellezıne hadu ves sabiıne ve nesara vel mecuse vellezıne eşraku innellahe yefdılü beynehüm yevmel kıyameh innellahe ala külli şey’in şehıd
  18. E lem tera ennellahe yescüdü lehu men fıs semavati ve men fil erdı veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesırum minen nas ve kesırun hakka aleyhil azab ve mey yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef’alü ma yeşa’
  19. Hazani hasmanıhtesamü fı rabbihim fellezıne keferu kuttıat lehüm siyabüm min nar yüsabbü min fekı ruusihimül hamım
  20. Yusheru bihı ma fı bütunihim vel cülud
  21. Ve lehüm mekamiu min hadıd
  22. Küllema eradu ey yahrucu minha min ğammin üıydu fıha ve zuku azabel harıyk
  23. İnnellahe yüdhılüllezıne amenu ve amilus salihati cennatin tecrı min tahtihel enharu yühallevne fıha min esavira min zehebiv ve lü’lüa ve libasühüm fıha harır(18. Ayet secde ayetidir.)
  24. Ve hüdu ilet tayyibi minel kavli ve hüdu ila sıratıl hamıd
  25. İnnellezıne keferu ve yesuddune an sebılillahi vel mescidil haramillezı cealnahü lin nasi sevaenil akifü fıhi vel bad ve mey yürid fıhi bi ilhadim bi zulmin nüzıkhü min azabin elım
  26. Ve iz bevve’na li ibrahıme mekanel beyti el la tüşrk bı şey’ev ve tahhir beytiye littaifıne vel kaimıne ver rukkeıs sücud
  27. Ve ezzin fin nasi bil hacci ye’tuke ricalev ve ala külli damiriy ye’tıne min külli feccin amıyk
  28. Li yeşhedu menafia lehüm ve yezkürüsmellahi fı eyyamim ma’lumatin ala ma razekahüm mim behımetil en’am fe külu minha ve at’ımül baisel fekıyr
  29. Sümmelyakdu tefesehüm velyufu nüzurahüm velyettavvefu bil beytil atiyk
  30. Zalike ve mey yüazzım hurumatillahi fe hüve hayrul lehu ında rabbih ve ühıllet lekümül en’amü illa ma yütla aleyküm fectenibür ricse minel evsani vectenibu kavlez zur
  31. Hunefae lillahi ğayra müşrikıne bih ve mey yüşrik billahi fe keennema harra mines semai fe tahtafühüt tayru ev tehvı bihir rıhu fı mekanin sehıyk
  32. Zalike ve mey yüazzım şeairallahi fe inneha min takvel kulub
  33. Leküm fıha menafiu ila ecelim müsemmen sümme mehıllüha ilel beytil atiyk
  34. Ve li külli ümmetin cealna mensekel li yezkürüsmellahi ala ma razekahüm mim behımetil en’am fe ilahüküm ilahüv vahıdün fe lehu eslimu ve beşşiril muhbitın
  35. Ellezıne iza zükirallahü vecilet kulubühüm ves sabirıne ala ma esabehüm vel mükıymis salati ve memma razaknahüm yünfikun
  36. Vel büdne cealnaha leküm min şeairillahi leküm fıha hayrun fezkürüsmellahi aleyha savaf fe iza vecebet cünubüha fe külu minha ve at’ımül kania vel mu’terr kezalike sehharnaha leküm lealleküm teşkürun
  37. Ley yenalellahe lühumüha ve la dimaüha ve lakiy yenalühüt takva minküm kezalike sehharaha leküm li tükebbirullahe ala ma hedaküm ve beşşiril muhsinın
  38. İnnellahe yüdafiu anillezıne amenu innellahe la yühıbbü külle havvanin kefur
  39. Üzine lillezıne yükatelune bi ennehüm zulimu ve innellahe ala nasrihim le kadır
  40. Ellezıne uhricu min diyarihim bi ğayri hakkın illa ey yekulu rabbünellah ve lev la def’ullahin nase ba’dahüm bi ba’dıl lehüddimet savamiu ve biyeuv ve salevatüv ve mesacidü yüzkeru fıhesmüllahi kesıra ve le yensurannellahü mey yensuruh innellahe le kaviyyün azız
  41. Ellezıne im mekkennahüm fil erdı ekamus salate ve atevüz zekate ve emeru bil ma’rufi ve nehev anil münker ve lillahi akıbetül ümur
  42. Ve iy yükezzibuke fe kad kezzebet kablehüm kavmü nuhıv ve adüv ve semud
  43. Ve kavmü ibrahıme ve kavmü lut
  44. Ve ashabü medyen ve küzzibe misa fe emleytü lil kafirıne sümme ehaztühüm fe keyfe kane nekır
  45. Fe keeyyim min karyetin ehleknaha ve hiye zalimetün fe hiye haviyetün ala uruşiha ve bi’rim müattaletiv ve kasrim meşıd
  46. E fe lem yesıru fil erdı fe tekune lehüm kulubüy ya’kılune biha ev azanüy yesmeune biha fe innehü la ta’mel ebsaru ve lakin ta’mel kulubülletı fis sudur
  47. Ve yesta’ciluneke bil azabi ve ley yuhlifellahü va’deh ve inne yevmen ınde rabbike ke elfi senetim mimma teuddun
  48. Ve keeyyim min karyetin emleytü leha ve hiye zalimetün sümme ehaztüha ve ileyyel mesıyr
  49. Kul ya eyyühen nasü innema ene leküm nezırum mübın
  50. Fellezıne amenu ve amilus salihati lehüm mağfiratüv ve rizkun kerım
  51. Vellezıne seav fı ayatina müacizıne ülaike ashabül cehıym
  52. Ve ma erselnamin kablike mir rasuliv ve la nebiyyin illa iza temenna elkaş şeytanü fı ümniyyetih fe yensehullahü ma yulkış şeytanü sümme yuhkimüllahü ayatih vallahü alımün hakım
  53. Li yec’ale ma yülkış şeytanü fitnetel lillezıne fı kulubihim meraduv vel kasiyeti kulubühüm ve innez zalimıne le fı şikakım beıyd
  54. Ve li ya’lemellezıne utül ılme ennehül hakku mir rabbike fe yü’minu bihı fe tuhbite lehu kulubühüm ve innellahe le hadillezıne amenu ila sıratım müstekıym
  55. Ve la yezalüllezıne keferu fı miryetim minhü hatta te’tiyehümüs saatü bağteten ev ye’tiyehüm azabü yevmin akıym
  56. Elmülkü yevmeizil lillah yahkümü beynehüm fellezıne amenu ve amilus salihati fı cennatin neıym
  57. Vellezıne keferu ve kezzebu bi ayatina fe ülaike lehüm azabüm mühın
  58. Vellezıne haceru fı sebılillahi sümme kutilu ev matu le yerzükanne hümüllahü rizkan hasena ve innellahe lehüve hayrur razikıyn
  59. Le yüdhılennehüm müdhaley yerdavneh ve innellahe leallımün halım
  60. Zalik ve men akaba bi misli ma ukıbe bihı sümme büğıye aleyhi le yensirannehüllah innellahe le afüvvün ğafur
  61. Zalike bi ennellahe yulicül leyle fin nehari ve yulicün nehar fil leyli ve ennellahe semıum besıyr
  62. Zalike bi ennellahe hüvel hakku ve enne ma yed’une min dunihı hüvel batılü ve ennellahe hüvel aliyyül kebır
  63. E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe tüsbihul erdu muhdarrahv innellahe latıyfün habır
  64. Lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve innellahe lehüvel ğaniyyül hamıd
  65. E lem tera ennellahe sehhara leküm ma fil erdı vel fülke tecrı fil bahri bi emrih ve yümsiküs semae en tekaa alel erdı illa bi iznih innellahe bin nasi le raufür rahıym
  66. Ve hüvellezı ahyaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm innel insane le kefur
  67. Li külli ümmetin cealna menseken hüm nasikuhü fe la yünaziunneke fil emri ved’u ila rabbik inneke le ala hüdem mustekıym
  68. Ve in cadeluke fe kulillahü a’lemü bima ta’melun
  69. Allahü yahkümü beyneküm yevmel kıyameti fıma küntüm fıhi tahtelifun
  70. E lem ta’lem ennellahe ya’lemü ma fis semai vel ard inne zalike fı kitab inne zalike alellahi yesır
  71. Ve ya’büdune min dunillahi ma lem yünezzil bihı sültanev ve ma leyse lehüm bihı ılm ve ma liz zalimıne min nesıyr
  72. Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin ta’rifü fı vücuhillezıne keferul münker yekadune yestune billezıne yetlune aleyhim ayatina kul efe ünebbiüküm bişerrim min zaliküm ennar veadehellahüllezıne keferu ve bi’sel mesıyr
  73. Ya eyyühen nasü duribe meselün festemiu leh innellezıne ted’une min dunillahi ley yahlüku zübabev ve levictemu leh ve iy yeslübhümüz zübabü şey’el la yestenkızuhü minh daufet talibü vel matlub
  74. Ma kaderullahe hakka kadrih innellahe fe kavviyyün azız
  75. Allüh yastafı minel melaiketi rusülev ve minen nas innellahe semıum besıyr
  76. Ya’lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm ve ilellahi türceul ümur
  77. Ya eyyühellezıne amenürkeu vescüdu va’büdu rabbeküm vef’alül hayra lealleküm tüflihun
  78. Ve cahidu fillahi hakka cihadil hüvectebüküm ve ma ceale aleyküm fid dıni min harac millete ebıküm ibrahım hüve semmakümül müslimıne min kablü ve fı haza lı yekuner rasulü şehıden aleyküm ve ketunu şühedae alen nas fe ekıymüs salate ve atüz zekate va’tesımu billah hüve mevlaküm fe nı’mel mevla ve nı’men nesıyr

Hac Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. Ey insanlar, Rabbinize korunun (sığının); çünkü kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
  2. Onu göeceğiniz gün, her emzikli (kadın) emzirdiğin geçer ve her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları hep sarhoş görürsün, halbuki sarhoş değillerdir. Fakat Allah’ın azabı şiddetlidir.
  3. İnsanlardan kimileri de Allah hakkında bilgisizce tartışır da her kaypak şeytanın ardına düşer
  4. ki, onun üzerine şöyte yazılmıştır: “Kim buna dost olursa, muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür.
  5. Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, şu muhakkak ki, Biz sizi topraktan, sonra nutfe (sperma) den, sonra alaka (yapışkan bir madde)dan, sonra da uzuvları görünen ya da görünmeyen bir et parçasından yaratmaktayız ki, size (ne olduğunuzu) anlatalım. Dilediğimizi de belli bir süreye kadar rahimlerde durdururuz. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız, sonra da olgunluk çağına gelmeniz için geliştiririz. Bununla beraber, içinizden kiminizin canı alınıyor, kiminiz de biraz bilgiden sonra birşey bilmemek üzere, ömrünün en kötü devresine getiriliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün; ama üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her dilber çiftten bitkiler bitirir.
  6. İşte bunlar, Allah’ın şüphesiz hak, muhakkak ölüleri diriltiyor ve gerçekten herşeye gücü yetiyor olmasındandır.
  7. Ve gerçek şu ki o kıyamet gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Ve gerçekten Allah kabirlerde olan kimseleri diriltip kaldıracaktır.
  8. İnsanlardan kimi de vardır ki, ne bir bilgiye, ne bir yol göstericiye, ne de aydınlatıcı bir Kitab’a dayanmaksızın Allah hakkında tartışır.
  9. Yanını bükerek= büyüklük taslayarak Allah yolundan saptırmak için ki, dünyada ona bir rüsvaylık vardır; kıyamet günü de kendisine o yangın azabını tattıracağız.
  10. “Bu ellerinle yaptığın işlerden dolayıdır.” diye, yoksa Allah kullarına zulmeden değildir.
  11. İnsanlardan kimi de Allah’a kıyıdan kıyıya ibadet eder, eğer kendisine bir iyilik dokunursa ona yatışır ve eğer bir bela gelirse yüzüstü dönüverir; dünyayı da ahireti de kaybetmiş olur, işte açık hüsran budur.
  12. Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne menfaat vermeyecek şeytana yalvarır; işte en uzak sapıklık budur.
  13. Herhalde o, zararı yararından daha yakın olana yalvarıyor; o ne kötü koruyucu, o ne kötü yardak=yoldaş!
  14. Şüphe yok ki Allah, iman edip iyi işler yapanları altından ırmaklar akan cennetlere koyacak; şüphesiz Allah dilediğini yapar.
  15. Her kim, Allah’ın ona dünyada ve ahirette asla yardım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini boğup) nefesini kessin de bir baksın, (baş vurduğu) hilesi öfkesini giderecek mi?
  16. Ve işte Biz onu (Kur’an’ı) böyle apaçık ayetler olarak indirdik. Çünkü Allah istediğine hidayet eder.
  17. İman edenler, yahudi olanlar, sabiiler (yıldıza tapanlar), hıristiyanlar, mecusiler (ateşe tapanlar) ve müşriklere gelince, muhakkak Allah kıyamet günü bunlann arasını şüphesiz ayıracaktır; çünkü Allah herşeye şahittir.
  18. Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah’a secde ediyorlar. Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah her kimi de hakir ve zelil ederse artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
  19. Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Bu yüzden küfredenler için ateşten çamaşırlar biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür.
  20. Bununla karınlarındaki ve derileri eritilir.
  21. Bir de bunlara demirden kamçılar vardır.
  22. Izdıraptan dolayı her ne zaman ateşten, onun gamından çıkmak isterlerse, yine içine geri döndürüIürler, Haydi tadın yangın azabını!
  23. Şüphesiz Allah, iman edip iyi iyi işler yapanları, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve incilerle süslenecekler; elbiseleri de orada pektir.
  24. Her sözün hoşuna eriştirilmişler, hem de çok hamdedilen Allah’ın yoluna iletilmişlerdir.
  25. Ancak o inkar edenler Allah’ın yolundan, yerli ve yabancının eşit hakka sahip olduğu bütün insanlar için yapılan Mescid-i Haram’dan alıkoyanlara ve orada zulüm ve dinsizlik ile yalnış bir yola saptırmak isteyene, ona muhakkak gayet acı bir azap tattırırız
  26. Bir zamanlar Kabe’nin yerini İbrahim’e şu şekilde hazırlamıştık: “Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, (kıyama) duranlar, rüku ve secdeye varanlar için Evim’i tertemiz et!
  27. Bütün insanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerek uzak yoldan gelen incelmiş develer üzerinde sana gelsinler.
  28. Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun
  29. Sonra kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler ve o Beyt-i Atik’i(Ka’be’yi) tavaf etsinler.”
  30. Emir budur! Kim de Allah’ın hürmet edilmesini istediği şeylere saygı gösterirse bu, kendisi için Rabbi katında şüphesiz hayırlıdır. Size (Kur’an’da) okunup bildirilenlerin dışındaki bütün hayvanların etinden yemek helal kılınmıştır. O halde o putlardan, o pislikten kaçının; ve yalan sözden de kaçının.
  31. Allah için, O’na ortak koşmaksızın birliğini tanıyan kimseler olun. Her kim Allah a ortak koşarsa, sanki gökten düşüp de kendisini kuşlar kapışmış veya rüzgar kendisini ücra bir yere sürüklemiş atmış olur.
  32. Bu böyledir; her kim Allah’ın kurbanlıklarına saygı duyarsa şüphesiz o kalplerin takvasındandır.
  33. Sizin için o (kurbanlık hayvan) nlarda belli bir süreye kadar bir takım faydalar vardır; sonra da varacakları yer Beyt-i Atik (Ka’be)’dir.
  34. Her ümmet için Allah’ın kendierine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine (Allah’ın) adını ansınlar diye bir mabed yapmışızdır. Hepinizin tanrısı bir tek tanrıdır; onun için yalnız O’na teslim olan müslümanlar olun. İtaat eden alçak gönüllü kimseleri müjdele!
  35. Ki Allah anıldığı zaman, kalpleri oynar; kendilerine gelen musibete sabreder; namazı devamlı kılar ve kendilerine verdiğimiz şeylerden başkalarına dağıtırlar.
  36. O gövdeli hayvanlar var ya, Biz onları da Allah için kesilen kurbanlıklar arasında kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır; bu yüzden ön ayaklarının biri bağlı olarak bir dizi halinde dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın (öyle boğazlayın). Yanları yere yaslandığı vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. O böylece onları sizin emrinize verdi ki, şükredesiniz.
  37. Elbette onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Ancak O’na sizin takvanız ulaşacaktır. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah’ı tekbir ile yüceltesiniz. Görevlerini
  38. Biliniz ki, Allah, iman edenleri koruyacaktır; çünkü Allah, hain ve nankör olanları sevmez.
  39. Kendilerine savaş açılan kimselere (savaş) izni verildi; çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya gerçekten kadirdir.
  40. Onlar: “Rabbimiz Allah’tır.” demelerinden başka hiçbir haklı gerekçe olmaksızın yurtlarından çıkarıldılar. Allah, insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmeseydi, şüphesiz manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın adı çok anılan mescitler yıkılıp giderdi. Elbette Allah kendi (dini) ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlü, çok izzetlidir.
  41. Onlara ki, kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirdiğimiz takdirde, namazı kılarlar, zekatı verirler, iyilikle emir, kötülükten nehyederler. Bütün işlerin sonu sadece Allah’a aittir.
  42. Eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh’un kavmi de yalanladı; Ad ve Semud (kavimleri) de;
  43. İbrahim’in kavmi de Lüt’un kavmi de;
  44. Medyen halkı da. Musa da yalanlandı. Ben de o kafirlere bir süre verdim, sonradan kendilerini tuttum alıverdim. O vakit cezalandırışım nasıl oldu (bir görseydin).
  45. Evet nice memleketler vardır ki, Biz onları zulum yaparlarken helak ettik; şimdi damlarının üzerine çökmüş, ıp ıssız yıkıntı halindedir; ve nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (bomboş kalmış) muhteşem köşkler vardır.
  46. Ya o yerde niye bir dolaşmadılar ki, kendileri için akıllanmalarına sebep olacak kalpleri ve işitmelerine sebep olacak kulakları olsun;çünkü gerçek şudur ki, gözler körelmez, ancak sinelerdeki kalpler körelir.
  47. Bir de senden acele azap istiyorlar. Elbette Allah sözünden caymaz. Bununla beraber Rabbinin katında bir gün, sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir.
  48. Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket (halkı) vardı ki, Ben onu tutmuş alıvermişimdir. Bütün dönüş (ler) sonunda Banadır.
  49. De ki: “Ey insanlar, ben size sadece açıkça anlatan bir uyarıcıyım!”
  50. Şimdi iman edip iyi iyi işler işleyenler için hem bir mağfiret, hem de bol nimet vardır.
  51. Ayetlerimizin başarısız kalması için koşuşanlar ise, işte onlar cehennemliktirler.
  52. Biz senden önce bir resul ve bir nebi göndermedik ki, o bir şey yapmak arzu ettiğinde, şeytan onun arzularına şüpheler karıştırmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi derhal giderir. Sonra da Allah, ayetlerini güçlendirir. Allah, bilendir, hikmet sahibidir.
  53. Bunu, şeytanın karıştıracağı şüpheyi kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimselere bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Çünkü zalimler haktan uzak bir ayrılık için dedirler.
  54. Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur’an’ın şüphesiz Rabbından gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri O’na saygı duysun. Çünkü Allah iman edenleri doğru bir caddeye çıkarır.
  55. İnkar edenler de kendilerine kıyamet ansızın gelinceye veya her kurtulma gayretinin sonuçsuz kalacağı bir günün azabı gelinceye kadar Kur’an’dan şüphe etmekte devam edip giderler.
  56. Mülk o gün tek olan Allah’ındır; aralarında hükmünü verir. Artık iman edip iyi işler yapmış olanlar Naim cennetlerindedir.
  57. İnkar edip ayetlerimize yalan diyenlere gelince, işte bunlara hakir düşüren bir azap vardır.
  58. Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince elbette Allah onları kesinlikle güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Çünkü Allah elbette rızık verenlerin en hayırlısıdır.
  59. O kesinlikle onları hoşnut olacakları bir yere koyacaktır. Çünkü Allah herşeyi çok iyi bilir ve çok şefkatlidir.
  60. Bu böyledir! Kim kendisine yapılan saldırıya karşı aynı ile karşılık verir de sonra yine üzerine saldırılırsa, elbette Allah ona yardım eder; Çünkü Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
  61. Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Ve Allah herşeyi işiten ve herşeyi görendir.
  62. Çünkü Allah, ancak hakkın ta kendisidir. Müşriklerin O’ndan başka taptıkları ise hep batıldır. Ve tek yüksek yüce ve tek büyük ancak Allah’tır.
  63. Görmüyor musun ki Allah’ın gökten indirdiği su ile yeryüzü yemyeşil oluveriyor? Gerçekten Allah lütuf sahibidir, herşeyden haberdardır.
  64. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Gerçekten Allah, övülmeye layık ve hiçbir şeye muhtaç olmayan ancak O’dur.
  65. Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri sizin hizmetinize sundu. Ve emriyle denizde seyredip giden gemileri de. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o tutuyor. Gerçekten Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.
  66. Size hayat veren O’dur sonra sizi öldürür sonra sizi yine diriltir. Gerçekten insan çok nankördür.
  67. Biz her ümmet için bir ibadet yolu yapmışızdır ki, onlar onun abidleridir. Şu halde bu işte seninle asla tartışmaya girmesinler; ve sen Rabbine davet et; çünkü sen muhakkak doğru olana götüren, doğru bir yoldasın.
  68. Eğer seninle tartışırlarsa de ki: “Yaptıklarınızı Allah pekala biliyor.”
  69. Muhalefet edip durduğunuz şeyler hakkında kıyamet günü Allah aranızda hükmünü verecektir.
  70. Bilmez misin ki, Allah gökte ve yerde ne varsa bilir; Muhakkak ki bunlar o bir Kitap (Levh-i Mahfuz)’ tadır. Muhakkak o Allah’a göre kolaydır.
  71. Onlar Allah’ı, bırakıp, hakkında Allah’ın hiç bir delil indirmediği, kendilerinin de hakkında bir bilgileri bulunmayan şeylere tapıyorlar; zalimlere ise hiçbir yardımcı yoktur.
  72. Kendilerine karşı ayetlerimiz birer delil olarak size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş! Allah onu inkar edenlere va’detti. O ne kötü akibettir! okunduğu zaman, o kafirlerin yüzlerinden inkarlarını anlarsın; hemen hemen karşılarında ayetlerimizi okuyanlara karşı saldırıverecek gibi olurlar. De ki: “Şimdi
  73. Ey insanlar bir misal verildi, şimdi ona iyi kulak verin! Haberiniz olsun ki sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek yaratamazlar, hepsi onun için bir araya gelseler bile; şayet sinek onlardan birşey kaparsa onu ondan kurtaramazlar; isteyen de güçsüz, istenen de!
  74. Allah’ın yüceliğini gereği gibi takdir edemediler; Gerçekten Allah çok güçlü, çok üstündür.
  75. Allah hem meleklerden peygamberler süzer, hem de insanlardan. Şüphesiz Allah herşeyi işiten, herşeyi görendir.
  76. Hepsinin önlerindekini ve arkalarındakini bilir; ve bütün işler hep Allah’a döndürülür.
  77. Ey iman edenler, rüku edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.
  78. Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin! Sizi O seçti, üzerinize dinde hiçbir zorluk da yükletmedi. Haydi babanız İbrahim’in milletine! Bundan önce ve bunda(Kur’an’da) size müslüman adını o Allah verdi ki peygamber size şahid olsun, siz de bütün insanlara şahidler olasınız. Şu halde namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a sıkı tutunun ki, sahibiniz O’dur. Artık O ne güzel bir sahip, ne güzel bir yardımcıdır.

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search