Şu’arâ Suresi

 In Cüz 19, Cüzler

Şu’arâ Suresi Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir. Sûrede başlıca Mûsâ, İbrahim, Nûh, Hûd, Salih ve Şu’ayb peygamberlerin kıssaları dile getirilmekte; müşriklerin, Kur’an’ın vahiy dışı bir kaynağa dayalı olduğu iddialarına karşılık, onun bir vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, söz konusu kaynakların Kur’an üzerinde hiçbir etkisinin bulunamayacağı ifade edilmektedir.

Şu’arâ Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Ta sım mım
  2. Tilke ayatül kitabil mübın
  3. Lealleke banıun nefseke ella yekunu mü’minın
  4. İn neşe’ nünezzil aleyhim mines semai ayeten fe zallet a’nakuhüm leha hadııyn
  5. Ve ma ye’tıhim min zikrim miner rahmani muhdesin illa kanu anhü mu’ridıyn
  6. Fe kad kezzebu fe seye’tıhim embaü ma kanu bihı yestehziun
  7. E ve lem yerav ilel erdı kem embetna fıha min külli zevcin kerım
  8. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  9. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  10. Ve iz nada rabbüke musa eni’til kavmez zalimın
  11. Kavme fir’avn e la yettekun
  12. Kale rabbi innı ehafü ey yükezzibun
  13. Ve yedıyku sadrı ve la yentaliku lisanı fe ersil ila harun
  14. Ve le hüm aleyye zembün fe ehafü ey yaktülu
  15. Kale kella fezheba bi ayatina inna meaküm müstemiun
  16. Fe’tiya fir’avne fe kula inna rasulü rabbil alemın
  17. En ersil meana benı israiyl
  18. Kale e lem nürabbike fına velıdev ve lebiste fına min umürike sinın
  19. Ve fealte fa’letekelletı fealte ve ente minel kafirın
  20. Kale fealtüha izev ve ene mined dallın
  21. Fe ferartü minküm lemma hıftüküm fe vehebe lı rabbı hukmev ve cealenı minel murselın
  22. Ve tilke nı’metün temünnüha aleyye en abbedte benı israıl
  23. Kale fir’avnü ve ma rabbül alemın
  24. Kale rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma inküntüm mukının
  25. Kale li men havlehu ela testemiun
  26. Kale rabbüküm ve rabbü abaikümül evvelın
  27. Kale inne rasulekümüllezı ürsile ileyküm le mecnun
  28. Kale rabbül mesrikı vel mağribi ve ma beynehüma in küntüm ta’kılun
  29. Kale leinittehazte ilahen ğayrı le ec’alenneke minel mescunın
  30. Kale e ve lev ci’tüke bi şey’im mübın
  31. Kale fe’ti bihı in künte mines sadikıyn
  32. Fe elka asahü fe iza hiye sü’banüm mübın
  33. Ve nezea yedehu fe iza hiye beydaü lin nazırın
  34. Kale lil melei havlehu inne haza lesahırun alım
  35. Yürıdü ey yuhriceküm min erdıküm bi sıhrihı fe maza te’mürun
  36. Kalu ercih ve ehahü veb’as fil medaini haşirın
  37. Ye’tuke bi külli sehharin alım
  38. Fe cümias seharatü li mıkati yevmim ma’lun
  39. Ve kıyle lin nasi hel entüm müctemiun
  40. Leallena nettebius seharate in kanuhümül ğalibın
  41. Fe lemma caes seharatü kalu li fir’avne einne lena le ecran in künna nahnül ğalibın
  42. Kale neam ve inneküm izel le minel mükarrabın
  43. Kale lehüm musa elku ma entüm mülkun
  44. Fe elkav hıbalehüm ve ısıyyehüm ve kalu bi ızzeti fir’avne inna le nahnül ğalibun
  45. Fe elka musa asahü fe iza hiye telkafü ma ye’fikun
  46. Fe ülkıyes seharatü sacidın
  47. Kalu amenna bi rabbil alemın
  48. Rabbi musa ve harun
  49. Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebirukümüllezı allemekümüs sıhr fe le sevfe ta’lemun le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve la üzallibenneküm ecmeıyn
  50. Kalu la dayra inna ila rabbina münkalibun
  51. İnna natmeu ey yağfira lena rabbüna hatayana en künna evvelel mü’minın
  52. Ve evhayna ila musa en esri bi ıbadı inneküm müttebeun
  53. Fe ersele fir’avnü fil medaini haşirın
  54. İnne haülai le şirzimetün kalılun
  55. Ve innehüm lena le ğaizun
  56. Ve inna le cemıun hazirun
  57. Fe ahracnahüm min cennativ ve uyun
  58. Ve künuziv ve mekamin kerım
  59. Kezalik ve evrasnaha benı israıl
  60. Fe etbeuhüm müşrikıyn
  61. Felemma terael cem’ani kale ashabü musa inna le müdrakun
  62. Kale kella inne meıye rabbı seyehdın
  63. Fe evhayna ila masa enıdrib bi asakel bahr fenfeleka fe kane küllü firkın ket tavdil azıym
  64. Ve ezlefna semmel aharın
  65. Ve enceyna musa ve mem meahu ecmeıyn
  66. Sümme ağraknel aharın
  67. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  68. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  69. Vetlü aleyhim nebee ibrahım
  70. İz kale li ebıhi ve kavmihı ma ta’büdun
  71. Kalu na’büdü asnamen fe nezallü leha akifın
  72. Kale hel yesmeuneküm iz ted’un
  73. Ev yenfeuneküm ev yedurrun
  74. Kalu bel vecedna abaena kezalike yef’alun
  75. Kale e feraeytüm ma küntüm ta’büdun
  76. Entüm ve abaükümül akdemun
  77. Fe innehüm adüvvül lı illa rabbel alemın
  78. Ellezı halekanı fe hüve yehdın
  79. Vellezı hüve yut’ımünı ve yeskıyn
  80. Ve iza merıdtü fe hüve yeşfın
  81. Vellezı yümıtünı sümme yuhyın
  82. Vellezı at’meu ey yağfira lı hatıy’etı yevmeddın
  83. Rabbi heb lı hukmev ve elhıknı bis salihıyn
  84. Vec’al lı lisane sıdkın fil ahırın
  85. Vec’alnı miv veraseti cennetin neıym
  86. Vağfir li ebı innehu kane mined dallın
  87. Ve la tuhzinı yevme yüb’asun
  88. Yevme la yenfeu malüv ve la benun
  89. İlla men etellahe bi kalbin selim
  90. Ve üzlifetil cennetü lil müttekıyn
  91. Ve bürrizetil cehıymü li ğavın
  92. Ve kıyle lehüm eyne ma küntüm ta’büdun
  93. Min dunillah hel yensuruneküm ev yentesırun
  94. Fe kübkibu fıhahüm vel ğavun
  95. Ve cünudü iblıse ecmeun
  96. Kalu ve hüm fıha yahtesımun
  97. Tellahi in künna le fı dalalim mübın
  98. İz nüsevvıküm bi rabbil alemın
  99. Ve ma edalleha illel mücrimun
  100. Fe ma lena min şafiıyn
  101. Ve la sadıkın hamım
  102. Fe lev enne lena kerraten fe nekune minel mü’minın
  103. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  104. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  105. Kezzebet kavmü nuhınil murselın
  106. İz kale lehüm ehuhüm nuhun ela tettekun
  107. İnni leküm rasulün emın
  108. Fettekullahe ve etıy’un
  109. Ve ma es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın
  110. Fettekullahe ve etıy’un
  111. Kalu enü’minü leke vettebeakel erzelun
  112. Kale vema ılmı bima kanu ya’melun
  113. İn hısabühüm illa ala rabbı lev teş’urun
  114. Ve ma ene bi taridil mü’minın
  115. İn ene illa nezırum mübın
  116. Kalu le il lem tentehi ya nuhu le tekunenne minel mercumın
  117. Kale rabbi inne kavmı kezzebun
  118. Fettah beynı ve beynehüm fethav ve neccinı ve mem meıye minel mü’minın
  119. Fe enceynahü ve mem meahu fil fülkil meşhun
  120. Sümme ağrakna ba’dül bakıyn
  121. İnne fı zalik le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  122. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  123. Kezzebet adünil murselın
  124. İz kale lehüm ehuhüm hudün ela tettekun
  125. İnnı leküm rasulün emın
  126. Fettekullahe ve etıy’un
  127. Ve ma es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın
  128. E tebnune bi külli riy’ın ayeten ta’besun
  129. Ve tettehızune mesanıa lealleküm tahlüdun
  130. Ve iza betaştüm betaştüm cebbarın
  131. Fettekullahe ve etıy’un
  132. Vettekullezı emeddeküm bima ta’lemun
  133. Emeddeküm bi en’amiv ve benın
  134. Ve cennativ ve uyun
  135. İnnı ehafü aleyküm azabe yevmin azıym
  136. Kalu sevaün aleyna e veazte em lem teküm minel vaızıyn
  137. İn haza illa hulükul evvelın
  138. Ve ma nahnü bi müazzebın
  139. Fe kezzebuhü fe ehleknahüm inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  140. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  141. Kezzebet semudül murselın
  142. İz kale lehüm ehuhüm salihun ela tettekun
  143. İnnı leküm rasulün emın
  144. Fettekullahe ve etıy’un
  145. Ve ma es’elüküm aleyhi men ecr in ecriye illa ala rabbil alemın
  146. E tütrakune fı ma hahüna aminın
  147. Fı cennativ ve uyun
  148. Ve züruıv ve nahlin tal’uha hedıym
  149. Ve tenhıtune minel cibali büyuten farihın
  150. Fettekullahe ve etıy’un
  151. Ve la tütıy’u emral müsrifın
  152. Ellezıne yüfsidune fil erdı ve la yuslihun
  153. Kalu innema ente minel müsahharın
  154. Ma ente illa beşerum mislüna fe’ti bi ayetin in künte mines sadikıyn
  155. Kale hazihı nakatül leha şirbüv ve leküm şirbü yevmim ma’lum
  156. Ve la temessuha bi suin fe ye’huzeküm azabü yevmin azıym
  157. Fe akaruha fe asbehu nadimın
  158. Fe ehazehümül azab inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  159. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  160. Kezzebet kavmü lutınil murselun
  161. İz kale lehüm ehuhüm lutun ela tettekun
  162. İnnı leküm rasulün emın
  163. Fettekullahe ve etıy’un
  164. Ve es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın
  165. E te’tunez zükrane minel alemın
  166. Ve tezerune ma haleka leküm rabbüküm min ezvaciküm bel entüm kavmün adun
  167. Kalu leil lem tentehi ya lutu le tekunenne minel muhracın
  168. Kale innı li ameliküm minel kalın
  169. Rabbi neccinı ve ehlı mimma ya’melun
  170. Fe necceynahü ve ehlehu ecmeıyn
  171. İlla acuzen fil ğabirın
  172. Sümme demmernel aharın
  173. Ve emtarna aleyhim metara fe sae metarul münzerın
  174. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  175. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  176. Kezzebe ashabül eyketil murselın
  177. İz kale lehüm şüaybün ela tettekun
  178. İnnı leküm rasulün emın
  179. Fettekullahe ve etıy’un
  180. Ve ma es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın
  181. Evfül keyle ve la tekunu minel muhsirın
  182. Vezinu bil kıstasil müstekıym
  183. Ve la tebhasün nase eşyaehüm ve la ta’sev fil erdı müsidın
  184. Vettekullezı halekaküm vel cibilletel evvelın
  185. Kalu innema ente minel müsahharın
  186. Ve ma ente illa beşerum mislüna ve in nezunnüke le minel kazibın
  187. Fe eskıt aleyna kisefem mines semai in künte mines sadikıyn
  188. Kale rabbı a’lemü bi ma ta’melun
  189. Fe kezzebuhü fe ehazehüm azabü yevmiz zulleh innehu kane azabe yevmin azıym
  190. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın
  191. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym
  192. Ve innehu le tenzılü rabbil alemın
  193. Nezele bihir ruhul emın
  194. Ala kalbike li tekune minel münzirın
  195. Bi lisanin arabiyyim mübın
  196. Ve innehu lefı zübüril evvelın
  197. E ve lem yekül lehüm ayeten ey ya’lemehu ulemaü benı israıl
  198. Ve lev nezzelnahü ala ba’dıl a’cemın
  199. Fe karaehu aleyhim ma kanu bihı mü’minın
  200. Kezalike seleknahü fı kulubil mücrimın
  201. La yü’minune bihı hatta yeravül azabel elım
  202. Fe ye’tiyehüm bağtetev ve hüm la yeş’urun
  203. Fe yekul hel nahnü münzarun
  204. E fe bi azabina yesta’cilun
  205. E feraeyte im metta’nahüm sinın
  206. Sümme caehüm ma kun yuadun
  207. Ma ağna anhüm ma kanu yümetteun
  208. Ve ma ehlekna min karyetin illa leha münzirun
  209. Zikra ve ma künna zalimın
  210. Ve ma tenezzelet bihiş şeyatıyn
  211. Ve ma yembeğıy lehüm ve ma yestetıy’un
  212. İnnehüm anis sem’ı le ma’zulun
  213. Fe la ted’u meallahi ilahen ahara fe tekune minel müazzebın
  214. Ve enzir aşiratekel akrabın
  215. Vahfıd cenahake li menit tebeake minel mü’minın
  216. Fe in asavke fe kul innı berıüm mimma ta’melun
  217. Ve tevekkel alel azızir rahıym
  218. Ellezı yerake hıyne tekum
  219. Ve tekallübeke fis sacidın
  220. İnnehu hüves semıul alım
  221. Hel ünebbiüküm ala men tenezzelüş şeyatıyn
  222. Tenezzelü ala külli effakin esım
  223. Yülkunes sem’a ve ekseruhüm kazibun
  224. Veş şüaraü yettebiuhümül ğavun
  225. E lem tera ennehüm fı külli vadiy yehımun
  226. Ve ennehüm yekulune ma la yef’alun
  227. İllellezıne amenu ve amilus salihati ve zekerullahe kesırav ventesaru mim ba’di ma zulimu ve seya’lemüllezıne zalemu eyye münkalebiy yenkalibun

Şu’arâ Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. Tâ, Sîn, Mîm.
  2. Bunlar sana o apaçık Kitab’ın ayetleridir!
  3. Onlar iman etmeyecekler diye, neredeyse sen kendine kıyacaksın.
  4. Dilersek üzerlerine gökten bir ayet (mucize) indiriveririz de ona boyunları eğile kalır.
  5. Bununla beraber Rahman’dan kendilerine yeni bir öğüt gelmiyor ki, ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
  6. Evet, yalanlamaktalar; fakat onlara alay edip durdukları şeyin dehşet veren haberleri gelecektir.
  7. Yeryüzüne bir bakmadılar mı? Biz onda her güzel çiftten nice bitkiler bitirmişiz.
  8. Şüphesiz ki, bunda mutlak bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
  9. Şüphesiz ki, Rabbin, gerçekten güçlü, çok merhametlidir.
  10. Bir vakit Rabbin Musa’ya şöyle seslendi: “Git o zalim kavme!”
  11. “Firavun kavmine, artık sakınmayacaklar mı!”
  12. (Musa) dedi ki:”Ya Rab, doğrusu korkarım ki, beni yalanlarlar;
  13. ve göğsüm daralır, dilim açılmaz, onun için Harun’a da peygamberlik ver!
  14. Bir de onlara karşı suçluyum; ondan dolayı beni öldürürler diye korkarım.
  15. (Allah) “Hayır” (endişe etme), “haydi ikiniz ayetlerimizle gidin; muhakkak Biz sizinle beraberiz (olup bitenleri) dinliyoruz,
  16. haydin Firavun’a varın da deyin ki: “İnan ki biz alemlerin Rabbinin elçisiyiz;
  17. İsrail oğullarını bizimle beraber salıver.”
  18. (Firavun) dedi ki: “A! Biz seni çocukken bizde büyütmedik mi? ömrünün bir çok yıllarını aramızda geçirdin;
  19. hem de o yaptığın (kötü) işi yaptın; o halde sen o nankör kafirlerdensin!”
  20. (Musa) dedi ki: “O işi o zaman yaptım, şaşkınlardandım.
  21. Sizden korkunca da aranızdan kaçtım; derken Rabbim bana hüküm lütfetti ve beni peygamberlerden kıldı.
  22. O başıma kaktığın nimet de İsrail oğullarını kul köle edinmiş olmandır!”
  23. Firavun: “Alemlerin Rabbi de ne demek?” dedi.
  24. (Musa): “O, göklerin, yerin ve ikisi arasındaki herşeyin Rabbidir; eğer gerçeği kesin olarak görüyorsanız.”dedi.
  25. (Firavun) etrafındakilere: “Dinlemez misiniz?” dedi.
  26. (Musa): “O, sizin Rabbiniz ve daha önceki atalarınızın Rabbidir dedi.
  27. (Firavun): “Size gönderilen elçiniz mutlaka delidir.” dedi.
  28. (Musa): “O, doğunun, batının ve bunların arasındaki herşeyin Rabbidir, eğer düşünüyorsanız.” dedi.
  29. (Firavun): “Andolsun ki, eğer benden başkasını tanrı edinirsen, seni kesinlikle zindana kapatılmışlardan ederim?” dedi.
  30. (Musa Firavun’a): “Sana apaçık bir şey (delil) getirdimse de mi?” dedi.
  31. (Firavun): “Haydi onu getir bakayım, doğrulardan isen” dedi.
  32. Bunun üzerine (Musa) asasını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi;
  33. bir de elini (koynundan) çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.
  34. (Firavun) etrafındaki topluluğa: “Bu gerçekten bilgiç bir sihirbaz!
  35. Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?” dedi
  36. Dediler ki: “Bunu ve kardeşini alıkoy! Şehirlere de toplayıcılar gönder;
  37. bütün bilgiç sihirbazları getirsinler!”
  38. Böylece tesbit edilen bir günün belli bir vaktinde sihirbazlar toplandılar
  39. ve halka: “Siz de toplanır mısınız?” denildi.
  40. “şayet üstün gelirlerse, herhalde bizler sihirbazlara uyacağız.” dediler.
  41. Sihirbazlar Firavun’a geldiklerinde: “Şayet biz galip gelirsek, bize muhakkak bir mükafat vardır değil mi?” dediler.
  42. (Firavun): “Evet, hem siz o vakit benim en yakınlarımdan olacaksınız.” dedi.
  43. Musa onlara: “Siz ne atacaksanız atın!” dedi.
  44. Hemen iplerini ve sopalarını ortaya attılar ve: “Firavun’un yüceliği hakkı için şüphesiz biz üstün geleceğiz.” dediler.
  45. Musa da asasını (yere) koyuverdi, bir de ne görsünler, onlar her ne dolap çeviriyorlarsa (bütün uydurduklarını) yutuyor.
  46. Derhal sihirbazlar secdeye kapandılar;
  47. “İman ettik alemlerin Rabbine;
  48. Musa ve Harun’un Rabbine!” dediler.
  49. (Firavun) dedi ki: “Ben size izin vermeden O’na iman ettiniz! Anlaşıldı ki, o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! O halde kesinlikle yakında anlayacaksınız;çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi muhakkak çarmıha gerdireceğim!”
  50. (Büyücüler) dediler ki: “Zararı yok, mutlaka biz Rabbimize döneceğiz.
  51. Herhalde biz mü’minlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz.
  52. Musa’ya şunu vahyettik: “Kullarımı geceleyin yürüt (yola çıkar); çünkü takip edileceksiniz.”
  53. Firavun da şehilere asker toplayıcılar gönderdi;
  54. “Bunlar, şüphe yok ki küçük ve önemsiz bir toplulukturlar;
  55. fakat hakkımızda çok kin ve nefret besliyorlar;
  56. biz ise uyanık ve tedbirli topluluk bulunuyoruz.” diyordu.
  57. Böylece Biz onları bahçelerden, pınarlardan,
  58. hazinelerden ve güzel makamlardan çıkardık.
  59. ve onlan İsrail oğullarına miras kıldık
  60. Derken (Firavun ve askerleri) güneş doğmuştu ki, arkalarına düştüler.
  61. İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın adamları “Eyvah, yakalandık! dediler.
  62. Musa: “Hayır! asla! Rabbim muhakkak benimledir, bana yolunu gösterecektir” dedi.
  63. Bunun üzerine Musa’ya: “Vur asan ile denize.” diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca birdağ oluverdi,
  64. ötekileri de buraya yanaştırmıştık.
  65. Musa’yı ve beraberindekileri tamamen kurtardık,
  66. sonra da ötekileri boğduk.
  67. Şüphesiz bunda gerçekten bir ibret vardır; fakat çokları inanmadı.
  68. Ve şüphesiz ki Rabbin çok güçlü ve çok merhametlidir.
  69. Onlara İbrahim’in kıssasını da oku!
  70. O bir vakit babasına ve kavmine: “Siz neye tapıyorsunuz?” dedi.
  71. “Bir takım putlara taparız da, onlar sayesinde toplanırız.” dediler.
  72. İbrahim: dedi. Dua ettiğiniz vakit onlar işitirler mi;
  73. veya size bir fayda yahut bir zarar verirler mi?”
  74. “Hayır, biz atalarımızı böyle yaparken bulduk.” dediler.
  75. (İbrahim) dedi ki: “Siz ve sizden önceki atalarınızın neye taptıklarını şimdi gördünüz?
  76. İbrahim dedi ki: “İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?”
  77. Onların hepsi benim düşmanımdır; alemlerin Rabbi hariç;
  78. O ki, beni yarattı, sonra da bana o doğru yolu gösterir;
  79. O ki, beni yedirir, içirir
  80. Hastalandığım zaman O bana şifa verir.
  81. O ki, beni öldürür, sonra beni yine diriltir.
  82. Ve O ki, ceza gününde günahlarımı bağışlamasını ümit ederim.
  83. Ya Rab, bana bir hüküm ver ve beni iyiler zümresine kat!”
  84. “Ve bana gelecekler içinde güzel bir nam tahsis eyle!
  85. Ve beni Naim cennetinin varislerinden eyle!
  86. Babamı da bağışla; çünkü o yanlış gidenlerdendir.
  87. Yaratıkların diriltilecekleri gün, beni utandırma,
  88. O gün ki, ne mal fayda verir, ne oğullar!
  89. Ancak Allah’a temiz bir kalp ile varan başka!”
  90. Cennet takva sahiplerine yaklaştırılmıştır.
  91. Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır.
  92. Ve bunlara: “Hani nerede o taptıklarınız,
  93. Allah’tan başka; nasıl size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarıyorlar mı?” denilmekte.
  94. Ve arkasından hep onlar ve azgınlar o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar.
  95. Ve bütün o iblis orduları.
  96. onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler:
  97. “Vallahi biz, doğrusu açık bir sapıklık içindeymişiz.
  98. Çünkü sizi alemlerin Rabbi seviyesinde tutuyorduk.
  99. Ve bizi hep o suçlular şaşırmıştı.
  100. Bak şimdi bizim için ne şefaatçiler var,
  101. ne de sadık bir dost!
  102. Bari bizim için geriye (dünyaya) dönme imkanı olsaydı da, mü’minlerden olsaydık.”
  103. Şüphesiz bunda mutlaka alınacak bir ders vardır;öyle iken çoğu inanmadı.
  104. Ve şüphesiz ki, Rabbin çok güçlü ve çok merhametlidir.
  105. Nuh kavmi, gönderilen peygamberleri yalanladı,
  106. kardeşleri Nuh onlara şöyle dediği vakit:”Siz Allah’ tan korkmaz mısınız?
  107. Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
  108. Gelin Allah’tan korkun, bana itaat edin!
  109. Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
  110. Gelin Allah’tan korkun, bana itaat edin!”
  111. “A! Senin ardına hep o reziller düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?” dediler.
  112. (Nuh) “Benim onları ne yaptıklarına dair ne bilgim olabilir?
  113. Sizin şuurunuz olsa onların hesabının ancak Rabbime ait olduğunu bilirdiniz
  114. Hem ben iman edenleri kovmaya me’mur değilim.
  115. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” dedi.
  116. Dediler ki: “Ey Nuh, eğer vazgeçmezsen, kesinlikle taşlanmışlardan olacaksın!”
  117. Nuh: “Ey Rabbim, anlaşıldı ki, kavmim beni yalanladılar.
  118. Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de,beni ve beraberimdeki müminleri kurtar!” dedi.
  119. Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.
  120. Sonra da arkasında kalanları boğuverdik.
  121. Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır; öyle iken çoğu iman etmedi.
  122. Ve şüphesiz ki Rabbin, çok güçlü, çok merhametlidir.
  123. Ad (kavmi de) gönderilen peygamberleri yalanladı.
  124. Kardeşleri Hud o zaman onlara şöyle demişti: “Siz Allah’tan korkmaz mısınız?
  125. Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
  126. Gelin Allah’tan korkun ve bana itaat edin!
  127. Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
  128. Siz her tepeye bir alamet bina edip eğlenir durur musunuz?
  129. Ebedi kalacakmışsınız gibi bir takım sanayiler ediniyorsunuz.
  130. Hem tuttuğunuz vakit, merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz.
  131. Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
  132. O Allah’tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri verdi.
  133. Size davarlar, oğullar, cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar verdi.
  134. “Cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar ihsan etmektedir.”
  135. Cidden ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum.”
  136. Dediler ki: “Sen ha öğüt vermişsin, ha öğüt verenlerden olmamışsın, bizce birdir.
  137. Bu sadece eskilerin adetidir
  138. Biz azaba uğratılacak değiliz.”
  139. O’nu yalanladılar; Biz de kendilerini helak ediverdik. Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır, ama çokları iman etmedi.
  140. Ve şüphesiz ki Rabbin, gerçekten O, çok göçlü ve çok merhametlidir.
  141. Semüd (kavmi) de gönderilen peygamberleri yalanladı.
  142. Kardeşleri Salih o zaman onlara şöyle demişti : “Allah’tan korkmaz mısınız?
  143. Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
  144. Gelin Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
  145. Buna karşı ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
  146. Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız:
  147. cennetler, pınarlar,
  148. salkımları sarkmış hurmalar, ekinler içinde?
  149. Ki bir de dağlardan keyifli keyifli evler yontuyorsunuz?
  150. Gel'” Allah’tan korkun da bana itaat edın.
  151. İtaat etmeyin o kimselere
  152. ki, yeryüzünü fesada verirler de ıslah etmezler.”
  153. Dediler: “Sen iyice büyülenmişlerden birisisin;
  154. Sen de bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsin; haydi bir ayet (mucize) getir, eğer doğru konuşanlardan isen!”
  155. (Salih): “İşte (o mucize) bir dişi deve; su hakkı bir (gün) ona, belli bir günün su hakkı da size;
  156. sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar.” dedi.
  157. Derken onu vurdular, fakat pişman oldular;
  158. çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda (alıncak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
  159. Ve şüphesiz Rabbin gerçekten, O, çok güçlü ve çok merhametlidir.
  160. Lut kavmi de gönderilen peygamberleri yalanladı.
  161. Kardeşleri Lut o zaman onlara şöyle demişti: “Siz Allah’tan korkmaz mısınız?
  162. Haberiniz olsun, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
  163. Gelin Allah’tan korkunda bana itaat edin.
  164. Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
  165. Sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!
  166. “Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri! Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!”
  167. Onlar: “Ey Lut, and içeriz ki (bu uyarılardan)
  168. (Lut) dedi ki: “Doğrusu ben bu işinize kin güdenlerdenim
  169. Ey Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarının uğursuzluğundan kurtar!
  170. Biz de onu ve ailesini tamamen kurtardık.
  171. Ancak (geride) bir yaşlı kadın kaldı.
  172. -Sonra geride kalanların hepsini yerle bir ettik.
  173. Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, ne kötü idi O uyarılanların yağmuru!
  174. Şüphesiz bunda gerçekten bir ibret vardır.
  175. Ve şüphesiz ki Allah’tan korkmaz mısınız?
  176. Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti.
  177. Hani Şuayb onlara şöyle demişti: “Siz Allah’tan korkmaz mısınız?”
  178. Haberiniz olsun, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim
  179. Gelin Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
  180. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatım alemlerin Rabbine aittir.
  181. Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın.
  182. ve doğru terazi ile tartın!
  183. Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin ve yeryüzünü ihtilalcilikle fesada vermeyin.
  184. O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Yaratıcıdan korkun!”
  185. Dediler: “Sen muhakkak büyülenmişlerdensin.
  186. Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin! Doğrusu biz seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz.
  187. Üzerimize gökten bir parça düşürüver, eğer doğru söyleyenlerden isen.”
  188. Şuayb: “Rabbim yaptıklarınızı daha iyi bilir.” dedi.
  189. Hülasa onu yalanladılar, kendilerini de o gölge gününün azabı yakalayıverdi. ö cidden büyük bir günün azabı idi.
  190. Şüphesiz bunda (alınacak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
  191. Ve şüphesiz ki Rabbin, gerçekten O, çok güçlü ve çok merhametlidir.
  192. Ve gerçekten bu (Kur’an) alemlerin Rabbinin indirmesidir.
  193. Onu Ruhu’l-Emin (Cebrail) indirdi.
  194. Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın
  195. açık parlak bir Arapça ile.
  196. O, şüphesiz öncekilerin kitaplarında da var.
  197. Beni İsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil değil mi?
  198. Eğer onu Arapça bilmeyenlerin birine indirseydik de,
  199. O onlara okusaydı, yine iman etmeyeceklerdi.
  200. Biz onu suçluların kabine öyle sokmuşuzdur.
  201. Onlar acı azabı görecekleri zamana kadar ona iman etmezler
  202. o azap kendilerine ansızın hiç farkında olmadıkları bir anda gelecektir,
  203. (O zaman) diyecekler: “Acaba bize bir mühlet verilir mi?”
  204. Acaba azabımızın acele gelmesini mi istiyorlar?
  205. Gördün ya, onlara senelerce zevk ettirsek,
  206. onra kendilerine yapılan tehdit gelip çatsa,
  207. o yaşatıldıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmayacaktır.
  208. Bununla birlikte Biz hangi memleketi helak ettikse, muhakkak onun uyarıcıları olmuştur.
  209. (Onlara) ihtar edilmiştir ve Biz haksızlık etmiş değilizdir.
  210. Ve bunu (Kur’an’ı) şeytanlar indirmedi;
  211. bu onlara hem yaraşmaz, hem güçteri yetmez.
  212. Onlar (vahyi) işitmekten kesinlikle mahrum edilmişlerdir.
  213. Bundan dolayı sakın, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarma ki azap edileceklerden olmayasın.
  214. En yakın hısımlarını uyar.
  215. Ve sana uyan müminlere kanadını indir.
  216. Bunun üzerine sana isyan ederlerse: “Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım.” de.
  217. Ve O göçlü ve merhametli olana güvenip dayan
  218. O ki, (namaza) kalktığın vakit seni görüyor
  219. ve secde edenler arasında dolaşmanı da.
  220. Çünkü, herşeyi işiten, herşeyi bilen O’dur.
  221. Şeytanların kimin üzerine indiğini size haber vereyim mi?
  222. Günaha kendini kaptırmış herbir sahtekar üzerine inerler.
  223. Onlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu da yalan söylerler.
  224. Şairler (e gelince) bunların arkasına da çapkınlar, sapkınlar düşer.
  225. Görmüyor musun, bunlar her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar.
  226. Hem de yapmayacakları şeyleri söylerler.
  227. Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, Allah’ı çokça zikredenler ve kendilerine haksızlık edildikten sonra öclerini alanlar müstesna. O haksızlık edenler hangi inkılaba münkalib olacaklarını (hangi akibete yuvarlanacaklarını) yarın bilecekler.

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search