Yâsîn Suresi

 In Cüz 22, Cüz 23, Cüzler

Yasin Suresi Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir.

Yasin Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Yasın
  2. Vel kur’anil hakiym
  3. İnneke le minel murseliyn
  4. Ala sıratım müstekıym
  5. Tenziylel aziyzir rahıym
  6. Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun
  7. Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü’minun
  8. İnna cealna fı a’nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun
  9. Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun
  10. Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü’minun
  11. İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım
  12. İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey’in ahsaynahü fı imamim mübiyn
  13. Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun
  14. İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun
  15. Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey’in in entüm illa tekzibun
  16. Kalu rabbüna ya’lemü inna ileyküm le murselun
  17. Ve ma aleyna illel belağul mübın
  18. Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym
  19. Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun
  20. Ve cae min aksal medıneti racülüy yes’a kale ya kavmittebiul murseliyn
  21. İttebiu mel la yes’elüküm ecrav vehüm mühtedun
  22. Ve ma liye la a’büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun
  23. E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey’ev ve la yünkızun
  24. İnnı izel le fı dalalim mübın
  25. İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun
  26. Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya’lemun
  27. Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn
  28. Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba’dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn
  29. İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun
  30. Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun
  31. Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun
  32. Ve in küllül lemma cemiy’ul ledeyna muhdarun
  33. Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye’külun
  34. Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a’nabiv ve feccerna fiyha minel uyun
  35. Li ye’külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun
  36. Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya’lemun
  37. Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun
  38. Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym
  39. Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym
  40. Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun
  41. Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun
  42. Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun
  43. Ve in neşe’ nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun
  44. İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn
  45. Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun
  46. Ve ma te’tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu’ridıyn
  47. Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut’ımü mel lev yeşaüllahü at’amehu in entüm illa fı dalalim mübın
  48. Ve yekulune meta hazel va’dü in küntüm sadikıyn
  49. Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te’huzühüm vehüm yehıssımun
  50. Fela yestetıy’une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun
  51. Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun
  52. Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun
  53. İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy’ul ledeyna muhdarun
  54. Fel yevme la tuzlemü nefsün şey’ev vela tüczevne illa ma küntüm ta’melun
  55. İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun
  56. Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun
  57. Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun
  58. Selamün kavlem mir rabbir rahıym
  59. Vemtazül yevme eyyühel mücrimun
  60. Elem a’hed ileyküm ya benı ademe el la ta’büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn
  61. Ve enı’büduni haza sıratum müstekıym
  62. Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta’kılun
  63. Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun
  64. Islevhel yevme bima küntüm tekfürun
  65. El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun
  66. Velev neşaü letamesna ala a’yünihim festebekus sırata fe enna yübsırun
  67. Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun
  68. Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya’kılun
  69. Ve ma alemnahüş şı’ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur’anüm mübiyn
  70. Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın
  71. E ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en’amen fehüm leha malikun
  72. Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye’külun
  73. Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun
  74. Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun
  75. La yestetıy’une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun
  76. Fela yahzünke kavlühüm inna na’lemü ma yüsirrune ve ma yu’linun
  77. Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın
  78. Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım
  79. Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım
  80. Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun
  81. Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım
  82. İnnema emruhu iza erade şey’en ey yekule lehu kün fe yekun
  83. Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey’iv ve ileyhi türceun

Yasin Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. Yasin
  2. Hikmetli Ku’ran’ın hakkı için!
  3. Emin ol ki sen, o elçilikle gönderilen peygamberlerdensin!
  4. Bir dosdoğru yol üzerindesin.
  5. Güçlü ve çok merhametli Allah’ın peyderpey indirdiği vahyi ile.
  6. Babaları uyarılmamış olup gaflet içinde olan bir topluluğu uyarasın (vehameti haber veresin) diye
  7. Andolsun ki, pek çoklarına karşı söz hak olmuştur da artık onlar imana gelmezler.
  8. Çünkü Biz, onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz de onlar, çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
  9. Hem önlerinden bir set, hem arkalarından bir set çekmişiz ve kendilerini sarmışızdır; artık baksalar da görmezler.
  10. Onları uyarsan da uyarmasan da farketmez, inanmazlar.
  11. Sen ancak Kur’an’a uyan ve Rahman’dan gıyabında saygı besleyen kimseyi sakındırırsın; İşte onu, hem bir bağışlama hem de değerli bir mükafatla müjdele!
  12. Gerçekten Biz Biziz, ölüleri diriltiriz; önden gönderdiklerim ve bıraktıktan eserleri kitaba geçiririz. Zaten herşeyi açık bir kütükte “İmam-ı Mübin” de de ihsa (sayıp tesbit) etmişizdir.
  13. Ve onlara o şehir halkını örnek ver. Hani oraya o gönderilen elçiler varmıştı.
  14. Hani onlara o iki elçiyi göndermiştik de onları yalanladılar; Biz de bir üçüncüsüyle onları güçlendirdik, varıp: “Haberiniz olsun, biz sizlere gönderilmiş elçileriz.” dediler.
  15. “Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman hiç birşey indirmedi; siz sırf yalan söylüyorsunuz!” dediler.
  16. Elçiler: ” Rabbimiz biliyor ki, biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.
  17. Açık bir tebliğden ötesi ise bizim üstümüze (vazife) değildir!” dediler.
  18. Onlar: “Doğrusu, biz sizi uğursuzluk nedeni saydık. Yemin ederiz ki, vazgeçmezseniz sizi hiç tınmadan taşlarız ve kesinlikle size bizden acıklı bir azap dokunur.” dediler.
  19. Elçiler: “Sizin uğursuzluk kuşunuz beraberinizdedir. Size öğüt verilse de öyle mi? Doğrusu siz israfı adet etmiş bir topluluksunuz.” dediler.
  20. o sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve dedi ki: “Ey hemşerilerim, uyun o gönderilen elçilere!
  21. Uyun sizden bir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar doğru yola ermişlerdir.
  22. Hem neden kulluk etmeyeyim ben o beni yaratana, hep de döndürülüp O’na götürüleceksiniz!
  23. Ben hiç O’ndan başka tanrılar mı edinirim? Eğer o Rahman, bana bir keder irade buyurursa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve beni kurtaramazlar.
  24. Şüphesiz ben, o takdirde açık bir sapıklık içindeyimdir.
  25. Haberiniz olsun ki, ben Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni!”
  26. Denildi ki: “Haydi. gir cennete!” O: “Ah ne olurdu, kavmim bilseydi
  27. Rabbimin beni bağışlamasın) ve beni ikram olunan kullarından kıldığım.”
  28. Arkasından kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
  29. O sadece bir sayha (gürültü) oldu; hemen sönüverdiler.
  30. Yazıklar olsun o kullara ki kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
  31. Baksalar ya kendilerinden önce nice nesiller helak etmişiz. Onlar, hiç onlara dönüp gelmiyorlar (dünyaya bir daha dönmüyorlar).
  32. Ancak hepsi toplanıp, bizim huzurumuza celbedilmişlerdir.
  33. Hem ölü toprak onlara bir delildir. Biz ona hayat verdik ve onda taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
  34. Orada cennetler yaptık; hurma bahçeleri, üzüm bağları (daha neler) neler! İçlerinde pınarlar akıttık.
  35. Ürününden ve kendi elleriyle elde ettikleri mamüllerinden yesinler diye; hala şükretmeyecekler mi?
  36. Yüce ve münezzehtir o ki, herşeyden çiftler meydana getiriyor; yerin bitirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmeyecekleri neler, nelerden!
  37. Gece de onlara bir delildir. Ondan gündüzü soyarız (çekip alırız), bir de bakarlar ki, karanlığa dalmışlar.
  38. Güneş de, (bir delildir ki) kendisine mahsus bir karargah için akıp gidiyor, işte bu, güçlü ve herşeyi bilen (Allah) ın takdiridir.
  39. Aya da; ona da bir takım menziller tayin etmişizdir, nihayet dönmüş (dolanmış) eğri bir hurma dalı gibi olmuştur.
  40. Ne güneşin Aya (yetişip) çatması kendisine (çarpması) yaraşır, ne de gece gündüzü geçer; herbiri birer felekte (yörüngede) yüzerler.
  41. Onlara bir delil de o dolu gemide zürriyetlerini taşımamız;
  42. ve kendilerine o gibisinden binecek şeyler yaratmamızdır.
  43. Ödersek onları (suda) boğarız da o zaman onlara ne feryatçı vardır ne de onlar kurtarılırlar.
  44. Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka.
  45. Durum böyle iken onlara : “Önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki rahmete erişeniz.” denildiği zaman;
  46. kendilerine Rablerinin ayetlerinden her hangi bir ayet de gelse, mutlaka ondan yüz çevire geldiler.
  47. Onlara: “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın” denildiği zaman, o kafirler, iman edenler için şöyle dediler: “Allah’ın, dileseydi yiyecek verebileceği kimseyi biz hiç yedirir miyiz, siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?”
  48. Ve:”Ne zaman bu tehdit , (gerçekleşek eğer) doğru (sözlü) iseniz.” diyorlar.
  49. (Ondan) sadece bir tek sayhaya bakıyorlar, bir sayha ki, onlar çekişip dururlarken kendilerini yakalayıverir.
  50. o zaman bir tavsiyede bile bulunamazlar; ailelerine de dönemezler.
  51. Sur üfrülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.
  52. “Eyvah başımıza gelenlere! Bizi uyuduğumuz yerden kim kaldırdı? O Rahmin’ in va’d buyurduğu işte buymuş. Gönderilen peygamberler doğru söylemişler” derler.
  53. Başka değil, sadece bir sayha olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir.
  54. Artık bugün hiç kimseye zerrece zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
  55. Gerçekten cennetlikler bugün bir eğlence içinde zevk etmektedirler.
  56. Kendileri ve eşleri gölgelikler içinde koltuklar üzerinde kurulmuşlardır.
  57. Onlara orada bir meyve vardır. Onlara orada ne isterlerse vardır.
  58. Merhametli Rabbin kelamı bir ” Selam ” olacak.
  59. Haydin ayrılın bugün ey suçlular!
  60. Ey Adem oğulları, Ben size şeytana kulluk etmeyin, o size açık bir düşmandır, diye and vermedim mi?
  61. Bana kulluk edin, doğru yol budur, diye.
  62. Böyle, iken yüceliğime karşı o içinizden bir çok nesilleri yoldan çıkardı. O zaman sizin akıllarınız yok muydu?
  63. İşte bu va’d olunup durduğunuz cehennem.
  64. Bugün yaslanın bakalım ona inkar ettiğiniz için.
  65. Bugün ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayaklar şahitlik eder.
  66. Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler.
  67. Yine dilesek kendilerini oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de dönebilirlerdi.
  68. Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak yaratılışta onu tersine çeviri(p güçten düşürü)yoruz. Hala akıllanmayacaklar mı?
  69. Biz ona şiir öğretmedik, ona yakışmaz da; o sadece bir öğüt ve parlak bir Kur’an’dır.
  70. Diri olanı uyandırmak, nankörlere de o azap sözünün gerekmesi için.
  71. Şunu da görmediler mi: Biz onlar için ellerimizin yaptıklarından bir takım yumuşak hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar.
  72. Onları kendilerine zebun etmişiz de hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.
  73. Onlarda daha bir çok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hala şükretmeyecekler mi?
  74. Tuttular bir de Allah’tan başka bir takım ilahlar edindiler. Güya yardım olunacaklar.
  75. Onların onlara yardıma güçleri yetmez; onlar ise onlar (tanrılar) için celbolunan askerlerdir.
  76. O halde onların lakırdıları seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz dışlarını da.
  77. İnsan görmüyor mu ki, Biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi.
  78. Yaratılışını unutarak Bize bir de mesel (örnek) fırlattı: “Çürümüşken o kemikleri kim diriltir?” dedi.
  79. De ki:”Onları ilk defa yaratan diriltir ve o yaratmanın her türlüsünü bilir.”
  80. O ki size yeşil ağaçtan bir ateş çıkarmasını sağladı da şimdi siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
  81. Gökleri ve yeri yaratan onlar gibisini yaratmaya kadir değil midir? Elbette kadirdir. Yaratan O, her şeyi bilen O!
  82. O’nun emri, birşeyi dileyince ona sadece “Ol!” demektir. O da oluverir.
  83. Artık tesbih edilmez mi öyle herşeyin hükümranlığı elinde bulunan yüce Allah! Hep de döndürülüp O’na götürüleceksiniz.

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search