Sâd Suresi

 In Cüz 23, Cüzler

Sâd Suresi Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sâd Suresi, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır. Sûrede başlıca, Allah’ın birliği, müşriklerin inkârları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları, Davûd, Süleyman, Eyyüp, İbrahim, İshak, İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl peygamberlerin kıssaları, Davûd peygamberin hakemliği ve Hz. Peygamberin temel görevi konu edilmektedir.

Sâd Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Sad vel kur’ani ziz zikr
  2. Belillezıne keferu fı ızzetiv ve şikkak
  3. Kem ehlekna min kablihim min karnin fe nadev ve late hıyne mens
  4. Ve cabu en caehüm münzirun minhüm ve kalel kafirune haza sahırun kezzab
  5. E cealel alihete ilahev vahıda inne haza le şey’üy ucab
  6. Ventalekal melaü minhüm enimşu vasbiru ala alihetiküm inne haza le şey’üy yürad
  7. Ma semı’na bihaza fil milletil ahırah in haza illahtilak
  8. E ünzile aliyhiz zikru mim beynina bel hüm fı şekkim min zikrı bel lemma yezuku azab
  9. Em ındehüm hazinü rahmeti rabbikel azızil vehhab
  10. Em lehüm mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma feyerteku fil esbab
  11. Cündüm ma hünalike menzumüm minel ahzab
  12. Kezzebet kablehüm kavmü nuhıv ve adüv ve fir’avnü zül evtad
  13. Ve semudü ve kavmü lutıv ve ashabül eykeh ülaikel ahzab
  14. İn küllün illa kezzeber rusüle fe hakka ıkab
  15. Ve ma yenzuru haülai illa sayhatev vahıdetem ma leha min fevak
  16. Ve kalu rabbena accil lena kıttana kable yevmil hısab
  17. Isbir ala ma yekulune veskür abdena davude zel eyd innehu evvab
  18. İnna sehharnel cibale meahu yüsebbıhne bil aşiyyi vel işrak
  19. Vettayra mahşurah küllül lehu evvab
  20. Ve şededna mülehu ve ateynahül hıkmete ve faslel hıtab
  21. Ve hel etake nebeül hasm iz tesevverul mıhrab
  22. İz dehalu ala davude fe fezia minhüm kalu la tehaf hasmani beğa ba’duna ala ba’dın fahküm beynena bil hakkı ve la tüştıt vehdina ila sevais sırat
  23. İnne haza ehıy lehu tis’uv ve tis’une na’cetev ve liye na’cetüv vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab
  24. Kale le kad zalemeke bi süali na’cetike ila niacih ve inne kesıram minel huletai le yebğıy ba’duhüm ala ba’dın ilellezıne amenu ve amilüs salihati ve kalılüm ma hüm ve zanne davudü ennema fetennahü festağfera rabbehü ve harra rakiav ve enab
  25. Fe ğaferna lehu zalik ve inne lehu ındena le zülfa ve husne meab
  26. Ya davudü inna cealnake hhalıfeten fil erdı fahküm beynen nasi bil hakkı ve la tettebiıl heva fe yüdılleke an sebılillah innellezıne yedıllune an sebılillahi lehüm azabün şedıdüm bima nesu yevmel hısab (24. Ayet secde ayetidir.)
  27. Ve ma halaknes semae vel erda ve ma beynehüma batıla zalike zannüllezıne keferu fe veylül lillezine keferu minen nar
  28. Em nec’alüllezıne amenu ve amilus salihati kel müfsidıne fil erdı em nec’alül müttekıyne kel füccar
  29. Kitabün enzelnahü ileyke mübarakül li yeddebberu ayatihı ve li yetezekkera ülül elbab
  30. Ve vehebna li davude süleyman nı’mel abdinnehu evvab
  31. İz urida aleyhi bil aşiyyis safinatül ciyad
  32. Fe kale innı ahbebtü hubbel hayri an zikri rabbı hatta tevarat bil hıcab
  33. Rudduha aleyy fe tafika mesham bis sukı vel a’nak
  34. Ve le kad fetenna süleymane ve elkayna ala kürsiyyihı ceseden sümme enab
  35. Kale rabbığfir lı veheb li mülkel la yembeğıy li ehadim mim ba’di inneke entel vehhab
  36. Fe sehharna lehür rıha tecrı bi emrihı ruhaen haysü esab
  37. Veş şeyatıyne küllü bennaiv ve ğavvas
  38. Ve aharıne mükarranıne fil asfad
  39. Haza ataüna femnün ev emsik bi ğayri hısab
  40. Ve inne lehu ındena le zülfa ve husne meab
  41. Vezkür abdena eyyub iz nada rabbehu ennı messeniyeş şeytanü bi nusbiv ve azab
  42. Ürkud bi riclik haza muğteselüm baridüv ve şerab
  43. Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehüm meahüm rahmetem minna ve zikra li ülil elbab
  44. Ve huz biyedike dığsen fadrib bihu ve la tahnes inna vecednahü sabira nı’ mel abd innehu evvab
  45. Vezkür ıbadena ibrahıme ve ishaka ve ya’kube ülil eydı ve ebsar
  46. İnna ahlasnahüm bi halisatin zikrad dar
  47. Ve innehüm ındena le minel müstefeynel ahyar
  48. Vezkür ismaıyle vel yesea ve zel kifl ve küllüm minel ahyar
  49. Haza zikr ve inne lil müttekıyne le husne meab
  50. Cennati adnim müfettehatel lehümül ebvab
  51. Müttekiıne fıha yed’une fıha bi fakihetin kesırativ ve şerab
  52. Ve ındehüm kasıratüt türfi etrab
  53. Haza ma tuadune li yevmil hısab
  54. İnne haza le rizkuna ma lehu min nefad
  55. Haza ve inne lit tağıyne le şerra meab
  56. Cehennem yaslevneha fe bi’sel mihad
  57. Haza fel yezukuhu hamımüv ve ğassak
  58. Ve aharu min şeklihı ezvac
  59. Haza fevcüm muktehımüm meaküm la merhabem bihim innehüm salün nar
  60. Kalu bel entüm la merhabem biküm entüm kaddemtümuhü lena fe bi’sel karar
  61. Kalu rabbena men kaddeme lena haza fezidhü azaben dı’fen fin nar
  62. Ve kalu ma lena la nera ricalen künna neuddühüm minel eşrar
  63. Ettehaznahüm sıhriyyen em zağat anhümül ebsar
  64. İnne zalike le hakkun tehasumü ehlin nar
  65. Kul innema ene münziruv ve ma min ilahin illellahül vahıdül kahhar
  66. Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehümel azızül ğaffar
  67. Kul hüve nebün azıym
  68. Entüm anhü mu’ridun
  69. Ma kane liye min ılmin bil meleil a’la iz yahtesımun
  70. İy yuha ileyye illa ennema ene nezırum mübın
  71. İz kale rabbüke lil melaiketi innı halikum beşeram min tıyn
  72. Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi mir ruhıy fekau lehu sacidın
  73. Fe secedel melaiketü küllühüm ecmeun
  74. İlla iblıs istekbera ve kane minel kafirın
  75. Kale ya iblısü ma meneake en tescüde li ma halaktü bi yedeyy estekberte em künte minel alın
  76. Kale ene hayrum minh halaktenı min nariv ve halaktehu min tıyn
  77. Kale fahruc minha fe inneke racım
  78. Ve inne aleyke la’netı ila yevmid dın
  79. Kale rabbi fe enzırni ila yevmi yüb’asun
  80. Kale fe inneke minel münzarın
  81. İla yevmil vaktil ma’mum
  82. Kale fe bi ızzetike le uğviyennehüm ecmeıyn
  83. İlla ıbadeke minhümül muhlesıyn
  84. Kale fel hakku vel hakka ekul
  85. Le emleenne cehenneme minke ve mimmen tebiake minhüm ecmeıyn
  86. Kul ma es’elüküm aleyhi min ecriv ve ma enen minel mütekellifın
  87. İn hüve illa zikrul lil alemın
  88. Ve le ta’lemünne nebeehu ba’de hıyn

Sâd Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. Sad, Bu öğütte dolu Kur’an’a bak!
  2. Fakat o küfredenler bir onur ve ayrılık içindeler.
  3. Kendilerinden önce nicelerim helak ettik. Çığrıştılar; fakat kurtulma zamanı değildi
  4. İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kafirler: “Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı” dediler.
  5. İlahları bir tek ilah mı kılmış? Bu gerçekten şaşılacak birşey, çok tuhaf!
  6. İçlerinden o heyet fırladı ve şöyle dedi: “Tanrılarınız üzerinde sabır ve sebat edin? Bu gerçekten arzu edilen şey, bir istek!
  7. Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.
  8. O Kur’an aramadan ona mı indirilmiş? Doğrusu onlar benim Kur’an’ımdan bir kuşkulu şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar.
  9. Yoksa sana onu (Kur’an’ı) veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onların yanında mı?
  10. Yoksa bütün o göklerin, yerin ve aralarındakilerin mülkü onların mı? öyle ise sebepler içinde üstüne çıksınlar (bütün sebeplere başvurarak yukarı çıkma yollarını denesinler).
  11. Onlar burada hiziplerin döküntülerinden, kalma bozuk (muhtelif partilerden bozguna uğramış) bir ordudur.
  12. Onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve o kazıkların (büyük yapıtların) sahibi Firavun da peygamberleri yalanladılar.
  13. Semud, Lut ve Eykeliler de… işte o partililer bunlardır.
  14. Başka değil hepsi gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu.
  15. Onlar başka değil sadece bir tek sayhaya bakıyorlar. Öyle ki, ona hık yok!
  16. Bir de: “Ey Rabbimiz, hesap gününden önce bizim pusulamızı (payımızı) acele ver!” dediler.
  17. Şimdi sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud’u an! Çünkü o evvab (içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri ) idi.
  18. Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunlar birlikte tesbih ederlerdi.
  19. Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik ). Hepsi onun için terci yapardı.(ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).
  20. Hem mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
  21. Birde davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
  22. O zaman Davud’un yanına giriverdiler de onlardan telaşa düştü. Ona ” Korkma!” dediler, biz iki davacıyız , birimiz diğerinin hakkına tecavüz etti. Şimdi sen aramıza doğrulukla hükmet ve aşırı gitme de bizi doğru yolun ortasına çıkar.
  23. “Şu benim kardeşim, onun doksan dokuz kişi koyunu var, benim ise bir tek dişi koyunum var, böyle iken; “Onu da bana bırak” dedi. Ve beni söyleşmede (tartışmada) yendi.” diye anlattı.
  24. (Davut) dedi ki: “Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir. Gerçekten karışıkların (bir toplum içinde yaşayanların) çoğu biribirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az. Davut kendisini imtihan ettiğimizi sanmıştı. Hemen Rabbinden mağfiret diledi , rüku ederek yere kapandı , tevbe ederek (Allah’a) yöneldi.
  25. Biz de bu hatasını kendisine bağışladık. Gerçekten ona, yanımızda bir yakınlık ve akibet (dönüş) güzelliği vardır.
  26. Ey Davut , gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında doğrulukla hükmet, keyf(in)e uyma ki, seni Allah yolundan sapıtmasın; çünkü Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttukları için kendilerine pek şiddetli bir azap vardır.
  27. Hem o göğü, yeri ve aralarındakileri Biz boşuna yaratmadık. O, küfredenlerin zannı. Onun için küfredenlere ateşten bir veyl var.
  28. Yoksa iman edip de salih amel işleyenleri Biz o yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız? Yoksa o takva sahiplerini, arsız çapkınlar gibi yapar mıyız?
  29. Bu çok mübarek, kitabı, sana, özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik.
  30. Bir de Davud’a Süleyman’ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah’a yönelirdi.
  31. Kendisine akşam üstü üç ayağını basıp dördüncüsünü tırnağını dikerek duran safkan atlar gösterildiğinde:
  32. “Ben, at sevgisine, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum.” Nihayet (atlar) hicaba gizlendi (ahırlara çekildi veya koşuda gözden kayboldular.).
  33. “Geri getirin onları bana” dedi ve tuttu bacaklarını, boyunlarını silmeye başladı.
  34. Andolsun ki Süleyman’ı fitneye düşürdük ve tahtının üzerine bir ceset bıraktık. Sonra tevbe ile önceki haline döndü
  35. “Ya Rab, beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki ardımdan hiç kimseye yaraşmasın. Şüphesiz bütün dilekleri veren Sensin, Sen.”dedi.
  36. Bunun üzerine Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
  37. Bütün bina yapan, dalgıçlık yapan şeytanları da.
  38. Ve zincirlere çatılmış (vurulmuş) diğerlerini de.
  39. “İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok.” dedik.
  40. Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve bir akibet güzelliği vardır.
  41. Kulumuz Eyyub’u da an o zaman Rabbine şöyle nida etmişti: “Bak bana, Meşekkat ve acı ile şeytan dokundu!”
  42. “Ayağınla depren! işte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su.” dedik.
  43. Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun.
  44. Bir de: “Elinle bir demet al da onunla(Eşine) vur; yemininde durmamazlık etme.” dedik. Gerçekten Biz onu sabırlı bulduk; ne güzel kul! Hakikaten o bir evvabtır (daima Allah’a yönelmektedir)
  45. Eller ve gözler sahipleri (güçlü ve basiretli) kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an.
  46. Çünkü Biz onları temiz bir hasletle, halis ahiret yurdu düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
  47. Çünkü onlar, gerecekten nezdimizde süzülüp seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.
  48. İsmail’i, Elyesa’ı ve Zülkifl’i de an! Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.
  49. İşte bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (varış yeri) vardır.
  50. Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.
  51. İçlerine kurularak orada bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyeceklerdir.
  52. Yanlarında da gamzeleri kasan (bakışları yalnız kocalarına dönük) aynı yaşta dilberler vardır.
  53. İşte bu, o hesap günü için size va’dedilenlerdir.
  54. İşte bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.
  55. Bu böyledir. Şüphesiz azgınlar için de kötü bir gelecek vardır.
  56. Cehennem! Ona yaşlanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir!
  57. İşte kaynar su ve irin; tatsınlar onu.
  58. Ve o şekilden çifter çifter diğer azaplar.
  59. Şu maiyyetiniz, göğüs germiş bir alay! Onlara merhaba (rahatlık) yok; çünkü onlar cehenneme salınıyorlar.
  60. (Bu topluluk) : “Hayır, asıl size rahatlık yok, bunu bize siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!” derler.
  61. “Ey Rabbimiz, bize bunu hazırlayanın ateşteki azabım kat kat artır.” derler.
  62. Bir de derler ki: “Biz bayağılardan saydığımız o adamları ne diye görmüyoruz ?
  63. Onları alaya aldıydık yal Yoksa gözler kendilerinden kaydı mı?”
  64. Şüphesiz şu bir gerçektir ki, ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.
  65. De ki: “Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici Allah’tan başka hiçbir tanrı yoktur.”
  66. O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin çok güçlü, çok bağışlayan Rabbi.
  67. De ki: “Bu (Kur’an) bir büyük haberdir;
  68. Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.
  69. Benim bir bilgim olmazdı, (insanın yaratılışı hakkında) melekler yüce mecliste tartışırlarken
  70. Fakat ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor.”
  71. Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: “Haberiniz olsun, Ben bir çamurdan bir insan yaratmaktayım.
  72. Onu şekillendin? ruhumdan ona lifledim mi, derhal ona secdeye kapanın!”
  73. Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.
  74. Yalnız iblis kibirlenmek istedi ve kafirlerden oldu.
  75. Allah : “Ey iblis, o Benim iki elimle (kudretimle) yarattığıma secde etmene sana ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi bulunuyorsun?” dedi.
  76. (İblis) dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın.”
  77. (Allah): “Hemen çık oradan, çünkü artık sen kovuldun.
  78. Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir.” buyurdu.
  79. (İblis de): “Yarab, o halde insanların diriltilecekleri güne kadar beni geri bırak.” dedi.
  80. (Allah): “Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.” buyurdu.
  81. Allah: “Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin” buyurdu.
  82. (İblis): “Öyle ise yüceliğine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatıp saptırırım.
  83. Ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna.” dedi.
  84. (Allah) buyurdu ki: “O doğru ve Ben hep doğruyu söylerim.
  85. Andolsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlarından, topunuzdan tıkabasa dolduracağım.”
  86. De ki: “Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve ben yapmacık davrananlardan da değilim
  87. O (Kur’an) bütün alemler için sırf bir zikir, bir öğüttür.
  88. Ve herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search