Sâffât Suresi

 In Cüz 23, Cüzler

Saffat Suresi Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Saffat Suresi, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.

Saffat Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Vessaffati saffa
  2. Fezzacirati zecra
  3. Fettaliyati zikra
  4. İnne ilaheküm le vahıd
  5. Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık
  6. İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib
  7. Ve hıfzam min külli şeytanim marid
  8. La yessemmeune ilel meleil a’la ve yukzefune min külli canib
  9. Dühurav ve lehüm azabüv vasıb
  10. İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb
  11. Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib
  12. Bel acibte ve yesharun
  13. Ve iza zükkiru la yezkürun
  14. Ve iza raev ayetey yesteshırun
  15. Ve kalu in haza illa sıhrum mübın
  16. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb’usun
  17. E ve abaünel evvelun
  18. Kul neam ve entüm dahırun
  19. Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun
  20. Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın
  21. Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun
  22. Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya’büdun
  23. Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym
  24. Ve kıfuhüm innehüm mes’ulun
  25. Me leküm la tenasarun
  26. Bel hümül yevme müsteslimun
  27. Ve akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun
  28. Kalu inneküm küntüm te’tunena anil yemın
  29. Kalu bel lem tekunu mü’minın
  30. Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn
  31. Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun
  32. Fe ağveynaküm inna künna ğavın
  33. Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun
  34. İnna kezalike nef’alü bil mücrimın
  35. İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun
  36. Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun
  37. Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın
  38. İnneküm lezaikul azabil elım
  39. Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta’melun
  40. İlla ıbadellahil muhlesıyn
  41. Ülaike lehüm rizkum ma’lum
  42. Fevakih ve hüm mükramun
  43. Fı cennatin neıym
  44. Ala sürurim mütekabilın
  45. Yütafü alyhim bi ke’sim mim meıyn
  46. Beydae lezzetil lişşaribın
  47. La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun
  48. Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn
  49. Ke ennehünne beydum meknun
  50. Fe akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun
  51. Kle kailüm minhüm innı kane lı karın
  52. Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn
  53. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun
  54. Kale hel entüm müttaliun
  55. Fattalea fe raahü fı sevail cehıym
  56. Kale tellahi in kidte le türdın
  57. Ve lev la nı’metü rabbı leküntü minel muhdarın
  58. E fe ma nahnü bi meyyitın
  59. İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın
  60. İnne haza le hüvel fevzül azıym
  61. Li misli haza felya’melil amilun
  62. E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum
  63. İnna cealnaha fitnetel liz zalimın
  64. İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym
  65. Tal’uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn
  66. Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün
  67. Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum
  68. Şümme inne merciahüm le ilel cehıym
  69. İnnehüm elfev abaehüm dallın
  70. Fe hüm ala asarihim yühraun
  71. Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın
  72. Ve le kad erselna fıhim münzirın
  73. Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın
  74. İlla ıbadellahil muhlesıyn
  75. Ve le kad nadana nuhun fe le nı’mel müccıbun
  76. Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym
  77. Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn
  78. Ve terakna aleyhi fil ahırın
  79. Selamün ala nuhın fil alemın
  80. İnna kezalike neczil muhsinın
  81. İnnehu min ıbadinel mü’minın
  82. Sümme ağraknel aharın
  83. Ve inne min şıatihı le ibrahım
  84. İz cae rabbehu bi kalbin selım
  85. İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta’büdun
  86. E ifken aliheten dunellahi türıdun
  87. Fe ma zannüküm bi rabbil alemın
  88. Fe nezara nazraten fin nücum
  89. Fe kale innı sekıym
  90. Fe tevellev anhü müdbirın
  91. Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te’külun
  92. Ma leküm la tentıkun
  93. Ferağa aleyhim darbem bil yemın
  94. Fe akbelu ileyhi yeziffun
  95. Kale e ta’büdune ma tenhıtun
  96. Vallahü halekkkaküm ve ma ta’melun
  97. Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym
  98. Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın
  99. Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın
  100. Rabbi heb lı mines salihıyn
  101. Fe beşşernahü bi ğulamin halım
  102. Felemma beleğa meahüs sa’ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif’al ma tü’meru setecidünı in şaellahü mines sabirın
  103. Felemma eslema ve tellehu lil cebın
  104. Ve nadeynahü ey ya ibrahım
  105. Kad saddakter rü’ya inna kezalike neczil muhsinın
  106. İnne haza le hüvel belaül mübın
  107. Ve fedeynahü bi zibhın azıym
  108. Ve terakna aleyhi fil ahırın
  109. Selamün ala ibrahım
  110. Kezalike neczil muhsinın
  111. İnnehu min ıbadinel mü’minın
  112. Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn
  113. Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın
  114. Ve le kad menenna ala musa ve haun
  115. Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym
  116. Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın
  117. Ve ateynahümel kitabel müstebın
  118. Ve hedeynahümes sıratal müstekıym
  119. Ve terakna aleyhima fil ahırın
  120. Selamün ala musa ve harun
  121. Selamün ala musa ve harun
  122. İnnehüma min ıbadinel mü’minın
  123. Ve inne ilyase le minel murselın
  124. İz kale li kavmihı ela tettekun
  125. E ted’une ba’lev ve tezerune ahsenel halikıyn
  126. Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın
  127. Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun
  128. İlla ıbadellahil muhlesıyn
  129. Ve terakna aleyhi fil ahırın
  130. Selamün ala ilyasın
  131. İnna kezalike neczil muhsinın
  132. İnnehu min ıbadinel mü’minın
  133. Ve inne lutal le minel mürselın
  134. İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn
  135. İlla acuzen fil ğabirın
  136. Sümme demmernel aharın
  137. Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn
  138. Ve bil leyl e fe la ta’kılun
  139. Ve inne yunüse le minel murselın
  140. İz ebeka ilel fülkil meşhun
  141. Fe saheme fe kane minel müdhadıyn
  142. Feltekamehül hutü ve hüve mülım
  143. Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn
  144. Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb’asun
  145. Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym
  146. Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn
  147. Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün
  148. Fe amenu fe metta’nahüm ila hıyn
  149. Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun
  150. Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun
  151. E la innehüm min ifkihim le yekulun
  152. Veledellahü ve innehüm le kazibun
  153. Astafel benati alel benın
  154. Ma leküm keyfe tahkümun
  155. E fe la tezekkerun
  156. Em leküm sültanüm mübın
  157. Fe’tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn
  158. Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun
  159. Sübhanellahi amma yesıun
  160. İlla ıbadellahil muhlesıyn
  161. Fe inneküm ve ma ta’büdun
  162. Ma entüm aleyhi bi fatinın
  163. İlla men hüve salil cehıym
  164. Ve ma minna illa lehü mekamüm ma’lum
  165. Ve inna le nahnüs saffun
  166. Ve inna le nahnül müsebbihün
  167. Ve in kanu le yekulun
  168. Lev enne ındena zikram minel evvelin
  169. Lekünna ıbadellahil muhlesıyn
  170. Fe keferu bih fe sevfe ya’lemun
  171. Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın
  172. İnnehüm le hümül mensurun
  173. Ve inne cündena lehümül ğalibun
  174. Fe tevelle anhüm hatta hıyn
  175. Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun
  176. E fe biazabina yesta’cilun
  177. Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın
  178. Ve tevelle anhüm hatta hıyn
  179. Ve ebsır fe sevfe yübsırun
  180. Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun
  181. Ve selamün alel murselın
  182. Vel hamdü lillahi rabbil alemın

Saffat Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. Andolsun o kuvvetlere, o saf bağlayıp duranlara.
  2. o haykırıp da sürenlere
  3. ve o yolda (Allah’ın) uyarı(sını) okuyanlara ki,
  4. ilahınız birdir sizin.
  5. Göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbi ve bütün doğuların Rabbidir.
  6. Bakınız Biz o dünya göğünü (yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla donattık.
  7. İtaata yanaşmaz her şeytandan koruduk.
  8. Onlar yüce meclisi dinleyemezler. Kovulmak için her taraftan sıkıya (ateş mermiye) tutulurlar. Onlara ayrılmaz bir azap vardır.
  9. Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır.
  10. Ancak bir çalıp çarpan (olursa), onunda peşine delip geçen bir ateş takılır.
  11. Şimdi sor onlara: “Yaratılışça kendileri mi daha çetin, yoksa Bizim yarattıklarımız mı?” Biz kendilerini cıvık bir çamurdan yarattık.
  12. Fakat sen hayrettesin, onlar ise alay ediyorlar.
  13. Uyarıldıklarında da düşünmüyorlar.
  14. Bir mucize gördükleri zaman da alaya atıyorlar.
  15. Ve diyorlar ki: “Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.
  16. Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman mı biz tekrar dirilecek mişiz?
  17. Önceki atalarımız da mı?”
  18. Deki: “Evet! Hem de çok aşağılanmış olarak!”
  19. Çünkü o zorlu bir kumandadan ibarettir ki, hemen gözleri açılıverir.
  20. “Eyvah bizlere! Bu o ceza günüdür.” derler.
  21. “İşte bu, o sizin yalan dediğiniz ayırt etme günüdür.”
  22. O zulmedenleri, eşlerini ve Allah’tan başka taptıkları şeyleri Toplayın mahşere, toplayın da götürün onları Sırat’a, cehennem köprüsüne doğru ve tutuklayın onları çünkü sorguya çekilecekler.
  23. Toplayın mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah’tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın da götürün onları sırata (cehennem köprüsüne) doğru.
  24. Ve durdurun onları, çünkü sorguya çekilecekler.
  25. “Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz?”
  26. Hayır bugün onlar teslim olmuşlardır.
  27. Birbirlerine dönmüş soruşuyorlar:
  28. “Siz bize sağdan gelir alaka gösterip duruldunuz.” (aldatırdınız.) derler.
  29. (Bunlar da): “Hayır, siz inanmamıştınız,
  30. bizim size karşı zorlayacak bir gücümüz de yoklu; fakat siz azmış bir kavimdiniz;
  31. onun için üzerimize Rabbimizin sözü hak oldu. Muhakkak hepimiz tadacağız;
  32. evet biz sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık!”
  33. O halde hepsi o gün azapta ortaktırlar.
  34. İşte Biz suçlulara böyle yaparız.
  35. Çünkü onlar kendilerine: “Allah’tan başka ilah yoktur.” denildiği zaman kafa tutuyorlardı.
  36. Ve “Biz hiç deli bir şair için ilahlarımızı bırakır mıyız?” diyorlardı.
  37. Hayır, o hak ile geldi ve bütün peygamberleri doğruladı.
  38. Elbette siz o acı azabı tadacaksınız.
  39. Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
  40. Ancak Allah’ın ihlasa mazhar kılınmış kulları müstesnadır.
  41. İşte onlar için belli bir rızık vardır.
  42. Meyveler vardır. Onlara daima ikram edilir.
  43. Naim cennetlerinde.
  44. Karşılıklı tahtlar üzerinde.
  45. Akan kaynaktan dolu kadehlerle kendilerine pırlanılır (sunulur).
  46. Bembeyaz, içenler için lezzetli.
  47. Onda ne bir zarar vardır ne de başlarına vurur.
  48. Yanlarında bakışlarını kendilerinden ayırmayan iri gözlü dilberler.
  49. Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurtalar gibidirler.
  50. Derken birbirlerine dönmüş soruşuyorlar.
  51. İçlerinden bir sözcü: “Benim bir arkadaşım vardı.”
  52. Dedi ki: “Sen gerçekten inananlardan mısın?
  53. Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman gerçekten biz cezalanacak mıyız?”
  54. “Nasıl bir bakıştırır mısınız (seyretmek ister misiniz)?” der.
  55. Derken bakmış, onu cehennemin ta ortasında görmüş.
  56. “Vallahi doğrusu sen az daha beni helak edecektin!” der.
  57. Rabbimin nimeti olmasaydı ben de buraya celbedilmişlerden olacaktım.
  58. Nasılmış bak? Biz ilk ölümümüzden başka ölecek değiliz ve biz azaba uğrayacak da değiliz.
  59. “Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız?
  60. İşte bu, hiç şüphesiz o büyük murat, büyük bir kurtuluştur.
  61. Böyle bir murat için çalışsın çalışan erler.
  62. Nasıl, konmak için bu mu hayırlı yoksa o zakkum ağacı mı?
  63. Biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır.
  64. O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.
  65. Tomurcukları şeytanların başları gibidir.
  66. Mutlaka onlar ondan yiyeceklerdir; yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır.
  67. Sonra onların üzerine kaynar sudan bir haşlamaları vardır.
  68. Sonra da dönüşleri şüphesiz cehennemedir.
  69. Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.
  70. Şimdi de onların izlerince koşturuluyorlar.
  71. Gerçekten onlardan önce eskilerin çoğu sapıklıkta idiler.
  72. Andolsun ki, içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik,
  73. Sonra da bak o uyarılanların sonu nasıl oldu?
  74. Ancak Allah’ın ihlas ile seçilen kulları başka.
  75. Andolsun ki, Nuh Bize seslenmişti. Biz de gerçekten ne güzel icabet edenleriz!
  76. hem onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
  77. Hem onun neslini sürekli kalanlar kıldık.
  78. Hem de sonradan gelenler içinde namım bıraktık.
  79. “Bütün alemler içinde Nuh’a selam !”
  80. İşte Biz iyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
  81. Çünkü o Bizim mü’min kullarımızdandı.
  82. Sonra da diğerlerin! suda boğduk.
  83. Şüphesiz İbrahim de onun kolundandı.
  84. Çünkü Rabbine tertemiz bir kalb ile geldi;
  85. çünkü babasına ve kavmine şöyle dedi : “Siz nelere tapıyorsunuz?
  86. Yalancılık etmek için mi Allah’tan başka ilahlar istiyorsunuz?
  87. Siz alemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?”
  88. Derken yıldızlara bir göz attı:
  89. “Ben hastayım” dedi.
  90. O zaman arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler.
  91. Derken bir kurnazlıkta onların ilahlarına vardı da “Buyursanıza, yemez misiniz?” dedi.
  92. “Neyiniz var konuşmuyorsunuz?” diyerek yaklaşıp onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
  93. Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
  94. Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler.
  95. “A, siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?” dedi.
  96. Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı.
  97. “Haydi, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın!” dediler.
  98. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de tuttuk kendilerini daha alçak (bir duruma) düşürdük.
  99. Bir de dedi ki: “Ben Rabbime gidiyorum, O bana yolunu gösterir.
  100. Rabbim, bana iyilerden (bir evlat) ihsan et!”
  101. Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik.
  102. (Oğlu) yanında koşma çağına gelince : “Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?” dedi. (Çocuk da): “Babacığım sana ne emrediliyorsa yap! Beni inşaallah sabredenlerden bulacaksın!” dedi.
  103. Ne zaman ki ikisi de bu şekilde (Allah’a) teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağına yıktı (şakağı üzerine yatırdı).
  104. Ve ona şöyle seslendik: “Ey İbrahim!
  105. Rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.”
  106. “Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı.” dedik.
  107. Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.
  108. Sonradan gelenler içinde kendisine iyi bir nam bıraktık.
  109. Selam İbrahim’e!
  110. İşte iyi hareket edenleri böyle mükafatlandırırız.
  111. Çünkü o Bizim mü’min kullarımızdandı.
  112. Bir de onu salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak ile müjdeledik.
  113. Hem ona hem İshak’a bereketler verdik, ikisinin neslinden de hem güzel davrananlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var.
  114. Andolsun ki,Musa ile Harun’u da minnettar ettik.
  115. Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık,
  116. hem yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular.
  117. Hem kendilerine o belli Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
  118. Kendilerini doğru yola çıkardık.
  119. Sonrakiler içinde namlarına şunu bıraktık:
  120. “Selam Musa ile Harun’a!”
  121. İşte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.
  122. Çünkü ikisi de Bizim mü’min kullarımızdandı.
  123. Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir.
  124. Kavmine şöyle demişti: “Siz Allah’tan korkmaz mısınız?
  125. O en güzel yaratanı bırakıp da Ba’le mi yalvarıyorsunuz?
  126. Rabbiniz ve önceki atalarınızın Rabbi olan Allah’ı” demişti.
  127. O zaman onu yalanladılar. Şüphesiz ki onlar da (cehenneme atılmak üzere) hazır bulunduruldular.
  128. Allah’ın ihlaslı kulları müstesna.
  129. O’na da sonrakiler içinde şunu bıraktık:
  130. “Selam İlyas ‘a!”
  131. İşte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.
  132. Çünkü o Bizim mü’min kullarımızdandı.
  133. Şüphesiz Lut da gönderilen peygamberlerdendir.
  134. Onu ve bütün ailesini kurtardık;
  135. geride batanlar arasında kalan bir kadın hariç.
  136. Sonra diğerlerini yerle bir ettik.
  137. Ve siz sabahları onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz,
  138. geceleyin de; hala akıl edip düşünmez misiniz?
  139. Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir.
  140. Hani bir vakit dolu gemiye kaç(ıp sığın)mıştı,
  141. kur’a çekişmişti de (gemiden) kaydırılanlardan olmuştu.
  142. Derken (denize atıldı ve) kendisini balık yuttu. Pişmandı.
  143. Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı,
  144. muhakkak diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
  145. Hemen Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık,
  146. Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
  147. Ve onu (Yunus’u) yüzbin insana peygamber olarak gönderdik ve hatta artıyorlardı.
  148. O zaman iman ettiler de onları bir zamana kadar yararlandırdık.
  149. Şimdi sor o seninkilere: “Kızlar Rabbine, oğullar onlara öyle mi?
  150. Yoksa Biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış?”
  151. Ha!.. Onlar şüphesiz uydurdukları iftiralardan dolayı:
  152. “Allah doğurdu.” derler. Ve bunlar gerçekten yalancıdırlar.
  153. (Allah) kızları oğullara tercih mi etmiş?
  154. Nah sizlere! Nasıl hükmediyorsunuz?
  155. Hiç mi düşünmezsiniz
  156. Yoksa sizin için açık bir ferman mı var ?
  157. O halde getirin kitabınızı doğru söylüyorsanız?
  158. Bir de Allah ile cinler arasında bir soy bağı uydurdular. Andolsun cinler bilirler ki onlar huzura celbedileceklerdir.
  159. Allah onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
  160. Fakat Allah’ın ihlas ile seçilen kulları başka.
  161. Çünkü siz ve taptıklarınız,
  162. Allah’a karşı kimseyi baştan çıkaramazsınız,
  163. Cehenneme saldıran kimseden başkasını.
  164. (Melekler) : “Bizden her birimizin belli bir makamı vardır.
  165. Elbette biziz o saf saf dizilenler, biziz ;
  166. elbette biziz o tesbih edenler, biziz.” Derler
  167. Ve gerçek (şu ki, daha) önce şöyle diyorlardı:
  168. “Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı,
  169. herhalde Allah’ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.”
  170. Fakat şimdi O’nu inkar ettiler, artık ileride bilecekler.
  171. Andolsun ki peygamberlikte gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir:
  172. “Onlar (varya), elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır.
  173. Ve elbette Bizim askerlerimiz mutlaka onlar galip geleceklerdir.
  174. Onun için bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
  175. Gör onları(n akibeti ne olacak! Onlar da) yakında göreceklerdir.
  176. Ve şimdi onlar. Bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?
  177. Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman o acı haber verilenlerin sabahı ne fenadır!
  178. Yine sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir;
  179. gör (ne olacak akibetleri. Onlar da) yakında göreceklerdir.
  180. Güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların isnat enikleri vasıflardan münezzehtir.
  181. Selam tüm peygamberlere!
  182. Ve hamd alemlerin Rabbi Allah’a!

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search