Câsiye Suresi

 In Cüz 25, Cüz 26, Cüzler

Câsiye Suresi Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Câsiye Suresi, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir. Sûrede başlıca, Kur’an’ın indirilmesi, dış âlemde Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, Allah’ın kullarına bahşettiği nimetler, İsrailoğullarının kendilerine verilen nimetlere inkâr ve isyanla karşılık vermeleri konu edilmektedir.

Câsiye Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Ha mım
  2. Tenzılül kitabi minellahil azızil hakım
  3. İnne fis semavati vel erdı le ayatil lil mü’minın
  4. Ve fı halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatül li kavmiy yukınun
  5. Vahtilafil leyli ven nehari ve ma enzelellahü mines semai mir rizkın fe ahya bihil erda ba’de mevtiha ve tasıfir riyahi ayatül li kavmiy ya’kılun
  6. Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk fe bi eyyi hadısim ba’dellahi ve ayatihı yü’minun
  7. Veylül li külli effakin esım
  8. Yesmeu ayatillahi tütla aleyhi sümme yüsırru müstekbiran ke el lem yesma’ha fe beşşirhü bi azabin elım
  9. Ve iza alime min ayatina şey’enittehazeha hüzüva ülaike lehüm azabüm mühın
  10. Miv veraihim cehennem ve la yuğnı anhüm ma kesebu şey’ev ve la mettehazu min dunillahi evliya’ ve lehüm azabün azıym
  11. Haza hüda vellezıne keferu bi ayati rabbihim lehüm azabüm mir riczin elım
  12. Allahüllezi sehhara lekümül bahra li tecriyel fülkü fıhi bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun
  13. Ve sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdı cemıam minh inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun
  14. Kul lillezıne amenu yağfiru lillezıne la yercune eyyamellahi li yecziye kavmem bima kanu yeksibun
  15. Men amile salihan fe linefsih ve men esae fe aleyha sümme ila rabbiküm türceun
  16. Ve le kad ateyna benı israılel kitabe vel hukme ven nübüvvete ve razaknahüm minet tayyibati ve faddalnahüm alel alemın
  17. Ve ateynahüm beyyinatim minel emr femahtelefu illa mim ba’di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm inne rabbeke yakdıy beynehüm yevmel kıyameti fıma kanu fıhi yahtelifun
  18. Sümme cealnake ala şarıatim minel emri fettebı’ha ve la tettebı’ ehvaellezıne la ya’lemun
  19. İnnehüm ley yuğnu anke minellahi şey’a ve innez zalimıne ba’duhüm evliyaü ba’d vallahü veliyyül müttekıyn
  20. Haza besairu lin nasi ve hüdev ve rahmetül li kavmiy yukınun
  21. Em hasibel lezınecterahus seyyiati en nec’alehüm kellezıne amenu ve amilus salihati sevaem mahyahüm ve mematühüm sae ma yahkümun
  22. Ve halekallahüs semavati vel erda bil hakkı ve li tücza küllü nefsim bima kesebet ve hüm la yuzlemun
  23. Feraeyte menittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmiv ve hateme ala sem’ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe mey yehdıhi mim ba’dillah e fe la tezekkerun
  24. Ve kalu ma hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma yühliküna illed dehr ve ma lehüm bi zalike min ılm in hüm illa yezunun
  25. Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatim ma kane huccetehüm illa en kalü’tu bi abaina in küntüm sadikıyn
  26. Kullillahü yuhyıküm sümme yümıtüküm sümme yecmeuküm ila yevmil kıyameti la raybe fıhi ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
  27. Ve lillahi mülküs semavati vel ard ve yevme tekumüs saatü yevmeiziy yahserul mübtılun
  28. Ve tera külle ümmetin casiyeten küllü ümmetin tüd’a ila kitabiha elyevme tüczevne ma küntüm ta’melun
  29. Haza kitabuna yentıku aleyküm bil hakk inna künna nestensihu ma küntüm ta’melun
  30. Fe emmelzıne amenu ve amilus salihati fe yüdhılühüm rabbühüm fı rametih zalike hüvel fevzül mübın
  31. Ve emmellezıne keferu e fe lem tekün ayatı tütla aleyküm festekbertüm ve küntüm kavmen mücrimın
  32. Ve iza kıyle inne va’dellahi hakkuv ves saatü la raybe fıha kultüm ma nedrı mes saatü in nezunnü illa zannev ve ma nahnü bi müsteykının
  33. Ve beda lehüm seyyiatü ma amilu ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun
  34. Ve kıylel yevme nensaküm kema nesıtüm likae yevmiküm haza ve me’vakümün naru ve ma leküm min nasırın
  35. Zaliküm bi ennekümüttehaztüm ayatıllahi hüzüvev ve ğarratkümül hayatüd dünya felyevme la yuhracune minha ve la hüm yüsta’tebun
  36. Fe lillahil hamdü rabbis semavati ve rabbil erdı rabbil alemın
  37. Ve lehül kibriyaü fis semavati vel erdı ve hüvel azızül hakım

Câsiye Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. Ha, Mim,
  2. Kitap indirilmesi o güçlü ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.
  3. Muhakkak göklerde ve yerde mü’minler için ayetler vardır.
  4. Canlıları çeşit çeşit üreterek sizi yaratmasında da kesin inanan bir topluluk için çok deliller vardır.
  5. Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah’ın gökten rızık (kaynağı yağmuru) indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları çevirmesinde (yönlendirmesinde) aklı olan bir kavim için bir çok deliller vardır.
  6. İşte bunlar Allah’ın ayetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık Allah’ın ayetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar.
  7. Her günahkar sahtekarın vay haline!
  8. Allah’ın ayetleri, karşısında okunurken işitir de sonra kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder. İşte onu acı bir azap ile müjdele!
  9. Ayetlerimizden birşey öğrendiği vakit, onu alaya alır. İşte onlar için horlayıcı bir azap vardır.
  10. Peşlerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah’tan başka edindikleri dostlar, onlardan hiçbir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlara büyük bir azap vardır.
  11. Bu (Kur’an) bir irşattır. Rablerinin ayetlerin! inkar edenlere ise, en kötüsünden acı bir azap vardır.
  12. Allah o (yüce) zattır ki, sizin için denizi emre amade kıldı, emriyle orada gemiler seyredip gitsinler diye; bir de (O’nun) lütfundan isteyesiniz ve gerek ki şükredesiniz diye.
  13. Göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden bir lütuf olarak size amade kıldı. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller vardır.
  14. İman edenlere söyle: Allah’ın cezalandıracağı günlerin (geleceğin)i ümit etmeyen kimseleri bağışlasınlar; çünkü (Allah) her kavmi kazandıkları ile cezalandıracaktır.
  15. Her kim iyi bir iş yaparsa kendi yararınadır, her kim de kötü yaparsa kendi aleyhinedir. Sonra hep döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz.
  16. Andolsun ki, Biz vaktiyle İsrail oğullarına kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik. Kendilerini temiz rızıklardan rızıklandırmıştık ve alemlerin üstüne geçirmiştik.
  17. Bu emirden onlara açık deliller de vermiştik. şimdi ihtilaf etmeleri sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki düşmanlık ve ihtirasları yüzündendir. Muhakkak ki Rabbin onların ihtilaf edip durdukları şeyde kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
  18. Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy’da ilmi olmayanların arzularına uyma!
  19. Çünkü onlar, Allah’ tan gelecek hiçbir şeyi senden savuşturamazlar. Gerçekten zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise, kendisinden korkanların dostudur.
  20. Bu (Kur’an) basiret nurları (insanların kalp gözünü açan bir nur) ve kesin bilgi edinecek bir kavim için de hidayet ve rahmetin ta kendisidir.
  21. Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini iman edip iyi ameller yapan kimseler gibi yapacağız, hayatlarım ve ölümlerin! bir tutacağız mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.
  22. Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkesi, hakları hiç yenilmeksizin, kazandığı ile cezalandırmak için.
  23. Tanrısını hevesi edinen ve Allah’ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir baksana! Artık onu Allah’tan sonra kim yola getirebilir. Hala düşünmez misiniz?
  24. Hem dediler ki: “O hayat ancak bizim şu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.” Halbuki bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece zannederler.
  25. Karşılarında ayetlerimiz açık açık deliller halinde okunurken:(sözünüzde) doğru iseniz, haydi babalarımızı getirin!” demekten başka tutunacakları (bir delil) yoktur.
  26. De ki: “Allah size hayat veriyor, sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (bir araya) toplayacaktır. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
  27. Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır; kıyametin kopuş saati geleceği gün; o gün batıla sapanlar hep hüsrana düşeceklerdir.
  28. Her ümmeti diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır: “Bugün o yaptığınız amellerin cezası verilecektir.
  29. İşte kitabınız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor, çünkü Biz sizin yaptıklarınızı hep istinsah (kayd) ediyorduk.” denir.
  30. İşte iman edip de yaraşıklı işler yapmış olan kimselere gelince. Rableri onları rahmeti içine koyacaktır. işte apaçık kurtuluş odur.
  31. İnkar edenlere gelince: “Değil mi Benim ayetlerim karşınızda okunurdu da kibirlenmek isterdinizdi ve suçlu bir toplum idiniz?”
  32. Hem “Allah’ın va’di gerçektir ve o kıyametin geleceğinden şüphe yoktur.” denildiğinde, demiştiniz ki: “Kıyamet nedir, bilmiyoruz. Yalnız bir zandan ibaret sanıyoruz, fakat biz bu hususta kesin bir bilgi edinmiş değiliz!”
  33. Derken yaptıkları işlerin kötülükleri onlara yüz göstermiş (gözlerinin önüne serilmiş) ve o alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
  34. ve denilmiştir ki: “Sizin, bu gününüzün geleceğini unuttuğunuz gibi, Biz de bugun sizi unutacağız. Yatağınız ateştir ve sizin için yardımcılardan bir eser de yoktur.”
  35. Bunun sebebi, çünkü siz, Allah’ın ayetlerini eğlence yerine tuttunuz ve dünya hayatı sizi aldattı. 0nun için bugün ateşten çıkarılmazlar ve af dilemeleri de kabul edilmez.
  36. o halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah’adır.
  37. Göklerde ve yerde büyüklük O’na aittir. 0, öyle güçlüdür. öyle hikmet sahibidir

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search