Necm Suresi

 In Cüz 27, Cüzler

Necm Suresi Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Necm Suresi, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir. Necm Suresi’ nde başlıca, Kur’an’ın vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, herkesin yaptığının karşılığını göreceği, Allah’ın kudretinin delilleri konu edilmektedir.

Necm Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):

  1. Ven necmi iza heva
  2. Ma dalle sahıbukum ve ma ğava
  3. Ve ma yentıku anil heva
  4. İn huve illa vahyuy yuha
  5. Allemehu şedidul kuva
  6. Zu mirrah festeva
  7. Ve huve bil ufukıl a’la
  8. Summe dena fe tedella
  9. Fe kane kabe kavseyni ev edna
  10. Fe evha ila abdihi ma evha
  11. Ma kezebel fuadu ma raa
  12. Efe tumarunehu ala ma yera
  13. Ve le kad raahu nezleten uhra
  14. Inde sidratil munteha
  15. Indeha cennetul me’va
  16. İz yağşes sidrate ma yağşa
  17. Ma zağal besaru ve ma tağa
  18. Le kad raa min ayati rabbihil kubra
  19. E fe raeytumul late vel uzza
  20. Ve menates salisetel uhra
  21. E lekumuz zekeru ve lehul unsa
  22. Tilke izen kısmetun dıyza
  23. İn hiye illa esmaun semmeytumuh entum ve abaukum ma enzelellahu biha min sultan iy yettebiune illaz zane ve ma tehvel enfus ve le kad caehum mir rabbihimul huda
  24. Em lil insani ma temenna
  25. Fe lillahil ahıratu ve ula
  26. Ve kem mim melekin fis semavati la tuğni şefaatuhum şey’en illa mim ba’di ey ye’zenellahu li mey yeşau ve yerda
  27. İnnellezine la yu’minune bil ahırati le yusemmunel melaiket tesmiyetel unsa
  28. Ve ma lehum bihi mim ılm iy yettebiune illez zann ve innez zanne la yuğni minel hakkı şey’a
  29. Fe a’rıd am men tevella an zikrina ve lem yurid illel hayated dunya
  30. Zalike mebleğuhum minel ılm inne rabbeke huve a’lemu bi men alle an sebilihi ve huve a’lemu bi menihteda
  31. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil erdı li yecziyellezine esau bima amilu ve yecziyellezine ahsenu bil husna
  32. Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahışe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah huve a’lemu bi kum iz enşeekum minel erdı ve iz entum ecinnetun fi butuni ummehatikum fe la tuzekku enfusekum huve a’lemu bi menitteka
  33. E fe raeytellezi tevella
  34. Ve a’ta kalilev ve ekda
  35. Eındehu ılmul ğaybi fe huve yera
  36. Em lem yunebbe’ bima fi suhufi musa
  37. Ve ibrahimellezi veffa
  38. Ella teziru vaziratuv vizra uhra
  39. Ve el leyse lil insani illa ma sea
  40. Ve enne sa’yehu sevfe yura
  41. Summe yuczahul cezael evfa
  42. Ve enne ila rabbikel munteha
  43. Ve ennehu huve adhake ve ebka
  44. Ve ennehu huve emate ve ahya
  45. Ve ennehu halekaz zevceyniz zekara vel unsa
  46. Min nutfetin iza tumna
  47. Ve enne aleyhin neş’etel uhra
  48. Ve ennehu huve ağna ve akna
  49. Ve ennehu huve rabbuş şı’ra
  50. Ve ennehu ehleke adenil ula
  51. Ve semude fema ebka
  52. Ve kavme nuhım min kabl innehum kanu hum azleme ve atğa
  53. Vel mu’tefikete ehva
  54. Fe ğaşşaha ma ğaşşa
  55. Fe bi eyyi alai rabbike tetemara
  56. Haza nezirum minen nuzuril ula
  57. Ezifetil azifeh
  58. Leyse leha min dunillahi kaşifeh
  59. E fe min hazel hadisi ta’cebun
  60. Ve tadhakune ve la tebkun
  61. Ve entum samidun
    Ve entum samidun
  62. Fescudu lillahi va’budu

Necm Suresi Türkçe Anlamı (Meali):

  1. İnmekte olan necme (yıldıza, Kur’an’ın inen miktarına) yemin ederim ki,
  2. arkadaşınız şaşırmadı, azıtmadı da!
  3. Hevadan (arzusuna göre) söylemiyor.
  4. O (Kur’an) sadece vahyolunan bir vahiydir.
  5. Ona, kuvvetleri çok güçlü olan öğretti.
  6. Bir kuvvet sahibi; hemen duruklandı (doğruldu).
  7. O en yüksek ufukta idi.
  8. Sonra yaklaştı ve sarktı.
  9. Aradaki mesafe iki yay boyu oldu, hatta daha yakın;
  10. kuluna verdiği vahyi verdi.
  11. Gözün gördüğüne kalp yalan demedi.
  12. Gördüğü hakkında şimdi siz, onunla tartışıyor musunuz?
  13. Andolsun ki, o onu bir kez daha inişinde gördü;
  14. ki, Cennetu’l-Me’va onun yanındadır.
  15. ki,Cennetu’l-Me’va onun yanındadır.
  16. O zaman ki, o Sidre’yi bürüyen bürüyordu.
  17. Göz ne şaştı, ne (de sınırı) aştı.
  18. Andolsun ki, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.
  19. Siz de gördünüz değil mi Lat ve Uzza’yı?
  20. Üçüncü olarak da öteki Menat’ı?
  21. Size erkek, O’na dişi öylemi?
  22. Öyle ise bu çok hayıflı (haksız) bir taksim!
  23. Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığı kuru isimlerdir. Allah onlara öyle bir saltanat indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerinin sevdasına uyuyorlar. Oysa Rablerinden kendilerine doğru yolu gösteren geldi.
  24. Yoksa insana her kurduğu hülya mı var?
  25. Ama ahiret ve dünya Allah’ındır.
  26. Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce şefaatleri hiçbir işe yaramaz.
  27. Evet ahirete inanmayanlar meleklere dişi adı takıp duruyorlar.
  28. Aslında onların buna dair bilgileri yoktu, sadece zanna uyuyorlar. Oysa zan gerçekten yana hiçbir şey ifade etmez.
  29. O halde sen de Bizi anmaktan yüz çevirip de dünya hayatından ötesini istemeyen kimselere bakma!
  30. İşte budur onların ilimde erişebildikleri son sınır!. Şüphesiz Rabbin, O en iyi bilendir yolundan sapanı, hem de O en iyi bitendir hidayet yolunu tutanı.
  31. Bütün göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır! Sonunda kötülük yapanları yaptıkları ile cezalandıracak; güzellik yapanları da daha güzeliyle mükafatlandıracak!
  32. Onlar ki günahın büyüklerinden (vebalden) ve çirkef davranışlardan kaçınırlar, ancak ufak tefek kusurlar hariç; şüphesiz ki, Rabbin geniş mağfiretlidir. O sizin her halinizi en iyi bilendir, sizi topraktan meydana getirdiğinde ve sizler analarınızın karınlarında cenin halinde iken. Şimdi nefislerinizi temize çıkarmaya kalkışmayın! O’dur en iyi bilen günahtan korkup sakınanı!
  33. Şimdi gördün ya, o haktan yüz çevireni?
  34. Biraz verip de dayatıvereni?
  35. Gaybın bilgisi yanında da görüyor mu?
  36. Yoksa haber mi verilmedi Musa’nın sahifelerinde yazılı olanlar?
  37. Ve çok vefakar olan İbrahim’inkindeki?
  38. Ki, doğrusu hiçbir günahkar başkasının günahını çekecek değildir.
  39. Doğrusu insanın çalıştığından başkası kendinin değildir.
  40. Ve elbette çalışması yarın görülecek,
  41. Sonra ona en değerli mükafat verilecek.
  42. Ve elbette sonunda Rabbine gidilecektir.
  43. Doğrusu güldüren, ağtatan O’dur.
  44. Doğrusu öldüren, dirilten O’dur.
  45. Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O’dur.
  46. (Rahime) ekildiği zaman bir nutfeden.
  47. Şüphesiz sonraki yaratmada O’na aittir.
  48. Doğrusu zengin eden, sermaye veren de O’dur.
  49. Şüphesiz şi’ra (yıldızı) nın Rabbi O’dur.
  50. Nitekim O helak etti önce gelen Ad’ı.
  51. Ve Semud’u da hiç bırakmadı!.
  52. Daha önce de Nuh kavmini (helak etmişti); çünkü onlar çok zalim ve çok azgındılar.
  53. Mü’tefikey’i de haviyeye attı (altını üstüne getirdi).
  54. Sardırttı da onlara o ı sardırdığını.
  55. Şimdi Rabbinin hangi nimetlerine kuşku duyarsın!
  56. İşte bu, ilk uyarmalardan bir uyarmadır.
  57. Yaklaşan yaklaştı.
  58. Ona Allah’tan başka açıcı yoktur.
  59. Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
  60. Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
  61. Siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?
  62. Haydi secdeye kapanın ve kulluk edin!

A’dan Ze’ye sureler

Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.

Leave a Comment

Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text.

Start typing and press Enter to search