Rûm Suresi
Rûm Suresi Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Rûm Suresi, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır. Rûm Suresi’ nde başlıca kıyametin hâllerinden, Allah’ın kudretine ve birliğine delalet eden kevnî meseleler ile Kureyş kabilesinin İslâm’a karşı olumsuz tutumu konu edilmiştir.
Rûm Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):
- Elif lam mım
- ğulibeti’r-rum
- Fı ednel erdı ve hüm mim ba’di ğalebihim se yağlibun
- Fı bid’ı sinın lillahil emru min kablü ve mim ba’d ve yevmeiziy yefrahul mü’minun
- Bi nasrillah yensuru mey yeşa’ ve hüvel azızür rahıym
- Va’dellah la yuhlifüllahü va’dehu ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
- Ya’lemune zahiram minel hayatid dünyave hüm anil ahırati hüm ğafilun
- E ve lem yetefekkeru fı enfüsihim ma halekallahüs semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil hakkı ve ecelim müsemma ve inne kesıram minen nasi bi likai rabbihim le kafirun
- E ve lem yesıru fil irdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim kanu eşedde minhüm kuvvetev ve esarul erda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethüm rusülühüm bil beyyinat kanu eşedde minhüm kuvvetev ve esarul erda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethüm rusülühüm bil beyyinat fema kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
- Sümme kane akıbetellezıne esaüs sua en kezzebu bi ayatillahi ve kanu biha yestehziun
- Allahü yebdeül hakka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun
- Ve yevme tekumüs saatü yüblisül mücrimun
- Ve lem yekül lehüm min şürakaihim şüfeaü ve kanu bi şürakaihim kafirın
- Ve yevme tekumüs saatü yevmeiziy yeteferrakun
- Fe emmellezıne amenu ve amilus salihati fe hüm fı ravdatiy yuhberun
- Ve emmellezıne keferu ve kezzebu bi ayatina ve likail ahırati fe ülaike fil azabi muhdarun
- Fe sübhanellahi hıyne tübsune ve hıyne tusbihun
- Ve lehül hamdü fis semavati vel erdı ve aşiyyev ve hıyne tuzhirun
- Yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi ve yuhyil erda ba’de mevtiha ve kezalike tuhracun
- Ve min ayatihı en halekaküm min türabin sümme iza entüm beşerun tenteşirun
- Ve min ayatihı en haleka leküm min enfüsiküm ezvacel li teskünu ileyha ve ceale beyneküm meveddetev ve rahmeh inne fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun
- Ve min ayatihı halkus semavati vel erdı vahtilafü elsinetiküm ve elvaniküm inne fı zalike le ayatil lil alimın
- Ve min ayatihı menamüküm bil leyli ven nehari vebtiğaüküm min fadlih inne fı zalike le ayatil li kavmiy yesmeun
- Ve min ayatihı yürıkümül berka havfev ve tameav ve yünezzilü mines semai maen fe yuhyı bihil erda ba’de mevtiha inne fı zalike le ayatil li kavmiy ya’kılun
- Ve min ayatihı en tekumes semaü vel erdu bi emrih sümme iza deaküm da’vetem minel erdı iza entüm tahrucun
- Ve lehu men fis semavati vel ard küllül lehu kanitun
- Ve hüvellezı yebdeül halka sümme yüıydühu ve hüve ehvenü aleyh ve lehül meselül a’la fis semavati vel ard ve hüvel azızül hakım
- Darabe leküm meselem min enfüsiküm hel leküm mim ma meleket eymanüküm min şürakae fı ma razaknaküm fe entüm fıhi sevaün tehafunehüm ke hıyfetiküm enfüseküm kezalike nüfassılül ayati li kavmiy ya’kılun
- BiBelit tebeallezıne zalemu ehvaehüm bi ğayri ılm fe mey yehdı men edallellah ve ma lehüm min nasırınm
- Fe ekım vecheke lid dıni hanıfa fıtratellahilletı fetaran nase aleyha la tebdıle li halkıllah zaliked dınül kayyimü ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
- Münıbıne ileyhi vettekuhu ve ekıymus salate ve la tekunu minel müşrikın
- Minellezıne ferraku dınehüm ve kanu şiyea küllü hızbim bima ledeyhim ferihun
- Ve iza messen nase durrun deav rabbehüm münıbıne ileyhi sümme iza ezakahüm minhü rahmeten iza ferıkum minhüm bi rabbihim yüşrikun
- Li yekfüru bima ateynahüm fe temetteu fe sevfe ta’lemun
- Em enzelna aleyhim sültanen fe hüve yetekellemü bima kanu bihı yüşrikun
- Ve iza ezaknen nase rahmeten ferihu biha ve in tüsıbhüm seyyietüm bima kaddemet eydıhim izahüm yaknetun
- E ve lem yerav ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir inne fı zalike le ayatil li kavmiy yü’minun
- Fe ati zel kurba hakkahu vel miskıne vebnes sebıl zalike hayrul lillezıne yürıdune vechellahi ve ülaike hümül müflihun
- Ve ma ateytüm mir ribel li yerbüve fı emvalin nasi fe la yerbu ındellah ve ma ateytüm min zekatin türıdune vechellahi fe ülaike hümül mud’ıfun
- Allahüllezı halekaküm sümme razekaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm hel min şürakaiküm mey yefalü min zaliküm min şey’ sübhanelhu ve teala amma yüşrikun
- Zaheral fesadü fil berri vel bahri bima kesebet eydin nasi li yüzikahüm ba’dallezı amilu leallehüm yarciun
- Kul sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kabl kane ekseruhüm müşrikın
- Fe ekım vecheke lid dınil kayyimi min kabli ey ye’tiye yevmül la meradde lehu minellahi yevmeiziy yessaddeun
- Men kefera fealeyhi küfruh ve men amile salihan fe li enfüsihim yemhedun
- Li yecziyellezıne amenu ve amilus salihati min fadlih innehu la yühıbbül kafirın
- Ve min ayatihı ey yürsiler riyaha mübeşşirativ ve liyüzıkaküm mir rahmetihı ve litecriyel fülkü bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun
- Ve le kad erselna min kablike rusülen ila kavmihim fe cauhüm bil beyyinati fentekamna minellezıne ecramu ve kane hakkan aleyna nasrul mü’minın
- Allahüllezı yürsilür riyaha fe tüsıru sehaben fe yebsütuhu fis semai keyfe yeşaü ve yec’alühu kisefen feteral vedka yahrucü min hılalih fe iza esabe bihı mey yeşaü min ıbadihı izahüm yestebşirun
- Ve in kanu min kabli ey yünezzele aleyhim min kablihı le müblisın
- Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil erda ba’da mevtiha inne zalike le muhyil mevta ve hüve ala külli şey’in kadır
- Ve lein erselna rıhan fe raevhü musferral lezallu mim ba’dihı yekfürun
- Fe inneke la tüsmiul mevta ve la tüsmius summed düae iza vellev müdbirın
- Ve ma ente bihadil umyi an dalaletihim in tüsmiu illa mey yü’minü bi ayatina fehüm müslimun
- Allahüllezı halekaküm min da’fin sümme ceale mim ba’di kuvvetin da’fev ve şeybeh yahlüku ma yeşa’ ve hüvel alımül kadır
- Ve yevme teumüs saatü yuksimül mücrimune ma lebisu ğayra saah kezalike kanu yü’fekun
- Ve kalellezıne utül ılme vel ımane le kad lebistüm fı kitabillahi ila yevmil ba’si fe haza yevmül ba’si ve lakinneküm küntüm la ta’lemun
- Fe yevmeizil la yenfeullezıne zalemu ma’ziratühüm ve la hüm yüsta’tebun
- Ve le kad darabna lin nasi fı hazel kar’ani min külli mesel ve lein ci’tehüm bi ayatil leyekulennellezıne keferu in entüm illa mübtılun
- Kezalike yatbeullahü ala kulubillezıne la ya’lemun
- Fasbir inne va’dellahi hakkuv ve la yestehıffennekellezıne la yukınun
Rûm Suresi Türkçe Anlamı (Meali):
- Elif, Lam, Mim.
- Rumlar yenildi,
- yeryüzünün yakınında; ama onlar bu yenilgilerinin arkasından muhakkak üstün geleceklerdir,
- yeryüzünün yakınında; ama onlar bu yenilgilerinin arkasından muhakkak üstün geleceklerdir,
- O kimi dilerse muzaffer kılar ve güçlü O’dur, merhametli O’dur.
- Bu Allah’ın va’didir. Allah sözünden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.
- Onlar, bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise hep gafildirler.
- Vicdanlarında bir düşünmediler mi? Allah gökleri ve yeri ve ikisi arasındaki şeyleri gerçeğe uygun ve belirli bir süre için yaratmıştır. Bununla beraber insanlardan bir çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ederler.
- Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur. Onlar kendilerinden daha güçlü idiler, yeni aktarmışlar ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık deliller ile gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
- Sonra o fenalık yapanların sonu en fenası oldu. Çünkü Allah’ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla eğleniyorlardı.
- Allah yaratmayı ilkin yapar, sonra da çevirir onu yeniden yapar; sonra hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz.
- O kıyamet çattığı gün, suçlular bütün ümitlerini kaybederler.
- Ortak koştuklarından kendilerine şefaat edenler de bulunmaz. Ortaklarını da inkar etmişlerdir.
- O kıyamet çattığı gün (insanlar birbirinden) ayrılırlar.
- İman edip iyi işler yapmış olanlara gelince o zaman bir bahçede neşelenir.
- Ayetlerimize ve ahiret buluşmasına yalan deyip de küfredenlere gelince, işte bunlar o zaman azap içinde huzura celbedilirler.
- O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah’ı tesbih edin
- Göklerde ve yerde, ikindileyin ve öğleye erdiğiniz zaman da hamd O’na mahsustur.
- O ölüden diri çıkarır diriden de ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız.
- Yine O’nun sizi topraktan yaratması (yüce kudretine delalet eden) ayetlerindendir ki, sonra da siz şimdi bir beşersiniz, yayılıp duruyorsunuz.
- Yine sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
- Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve benizlerinizin farklı oluşu da O’nun ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda ilim sahipleri için ayetler vardır.
- Yine gecede, gündüzde uyumanız ve lütfundan nasip aramanız da (O’nun) ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda işiten bir toplum için ayetler vardır.
- Yine size hem korku ve hem de ümit için şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirip de onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat vermesi, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda aklını çalıştıran bir toplum için ayetler vardır.
- Yine göğün ve yerin O’nun emriyle durması da O’nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağırış çağırdığı zaman siz hemen yerden çıkarsınız.
- Göklerde ve yerde kim varsa hepsi Onundur. Hepsi O’na divan durmaktadır.
- Hem kainatı ilkin yaratan O’dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O’dur ki, bu O’na daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O’nundur. Çok güçlü olan O’dur, hikmet sahibi olan O’dur.
- (Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz.
- Fakat zulmedenler bilgisizce heveslerine uydular. Artık Allah’ın şaşırttığını kim yola getirebilir? Onlara yardımcılardan eser de yoktur!
- O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, Allah’ ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah’ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
- Başkasından geçerek hep O’na gönül verin. O’na (sığınıp) korunun. Namaza devam edin de. Müşriklerden olmayın;
- Onlardan (olmayın) ki, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.
- Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman herşeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, o Rablerine ortak koşarlar,
- kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler diye. Haydi, zevkinizi sürün bakalım, yarın bileceksiniz!
- Yoksa Biz onlara bir buyruk indirmişiz de ona ortak koşmalarını o mu söylüyor?
- Bir de Biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar; ellerinin yaptığı birşey sebebiyle başlarına bir kötülük gelince de (hemen) her ümidi kesiveriyorlar.
- Allah’ın dilediğine rızkı hem serip hem sıktığını görmediler mi! Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için ayetler vardır.
- O halde yakınlığı olana da hakkını ver, yoksula da yolcuya da… Allah’ın yüzünü isteyenler için o daha hayırlıdır; kurtuluşa erenler de işte onlardır.
- İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz faiz, Allah katında artmaz; Allah’ın yüzünü dileyerek verdiğiniz zekat ise, katlayanlar (kat kat artıranlar) işte onlardır.
- Allah O’dur ki sizi yarattı, sonra da size rızık verdi; sonra sizi öldürür; sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak koştuklarınızdan, bunlardan birini yapacak var mı? Çok münezzeh ve çok yücedir O, onların koştukları ortaklardan.
- İnsanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat meydana geldi (ki Allah) yaptıklarının bazısını kendilerine tattırsın ki vazgeçsinler.
- De ki: “Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin akibeti nasıl olmuş? Onların çoğu (Allah’a) ortak koşarlardı.”
- (Böyle) söyle de yüzünü Allah’tan geri çevirilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce o doğru ve değişmez dine tut; o gün (gelince insanlar birbirlerinden) ayrılırlar.
- Her kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhinedir; kim de iyi amel işlerse sadece kendileri için döşemiş olurlar.
- Çünkü iman edip de iyi iyi işler yapanlara lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kafirleri sevmez.
- Rahmetinden size tattırmak, emriyle gemiler aksın, lütfundan arayıp kazanmanız için ve belki, şükredersiniz diye, rüzgarları müjdeleyiciler olarak göndermesi de O’nun ayetlerindendir.
- Andolsun ki, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım ise üzerimizde bir hak oldu.
- Allah O’dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gök yüzünde nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Derken onu kullarından kemlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri gülüverir,
- her ne kadar yağmur kendilerine indirilmeden önce ümitsizlik içinde idiyseler de.
- Şimdi bak Allah’ın rahmetinin eserlerine! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki, O mutlaka ölüleri diriltir. Daha da her şeye gücü yetendir O!
- Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onun bitkilerinin sararmış olduğunu görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.
- Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
- Körleri de sapıklıktan doğru yola çıkaramazsın; sen ancak ayetlerimize iman edeceklere duyurabilirsin de onlar İslam’a gelir, selameti bulurlar.
- Allah o herşeye gücü yeten ki, sizi bir güçsüzden yaratmakta; sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet vermekte; sonra da kuvvetin arkasından güçsüz ve ihtiyar yapmaktadır. Dilediğini yaratıyor; O, öyle herşeyi bilen, herşeye gücü yetendir.
- Vaktin gelip kıyametin koptuğu gün suçlular, (dünyada) bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Önce de böyle (haktan) çevriliyorlardı.
- Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: “Andolsun ki, Allah’ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!
- Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz.
- Andolsun ki bu Kur’an’da her çeşit misaller getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir ayet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: “Siz muptilsiniz (olmayanı gerçek gibi gösteren kimselersiniz)!”
- İlmin kadrini bilmeyenlerin kalplerini Allah böyle mühürler.
- Şimdi sen sabret. Çünkü Allah’ın va’di mutlaka haktır. Ve sakın kesin imanı olmayanlar seni hafifliğe sevketmesin!
A’dan Ze’ye sureler
A-B-C
D-E-F
G-H-I
K-L-M
N-R-S
Ş-T-V
Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.